NBA Batı Konferansı mücadelesinde Golden State Warriors Çarşamba günü saat 06:00’da Phoenix Suns ile karşılaşacak.
Chase Center’da oynanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.
🟡 Golden State Warriors: Güçlü Başlangıçtan Ardışık Uyarılara
Sezona etkileyici bir giriş yapan Golden State Warriors, ilk beş maçında dört galibiyet alarak Batı Konferansı’nda güçlü bir konum elde etti. Özellikle bu galibiyetlerin tamamının konferans rakiplerine karşı gelmesi, erken dönemdeki önemini artırıyor. Portland Trail Blazers karşısında gelen tek mağlubiyet ise arka arkaya oynanan maçların ikinci gününde olması nedeniyle beklenebilir bir sonuçtu. Ancak bu olumlu tablo, Doğu deplasman turunda sarsıldı. Warriors önce Milwaukee Bucks, ardından Indiana Pacers karşısında kaybederek serisini durdurdu ve son iki maçta ciddi şekilde ivme kaybetti.
Endişe verici olan, bu kayıpların dördüncü çeyreklerdeki çöküşlerle gelmesi. Pacers karşısında son periyoda 11 sayılık avantajla giren Warriors, son altı dakikada 21–5’lik bir seri yiyerek adeta maçı hediye etti. Üstelik Indiana, o maçta birkaç kilit oyuncusundan yoksundu. Bu, Steve Kerr’in takımında alarm zillerini çaldırdı. Golden State’in en büyük problemi, yaşlanan çekirdeğin (özellikle Curry, Butler, Green) maç sonu temposunu koruyamaması. Steph Curry’nin sezon başındaki formu hâlâ elit düzeyde olsa da, onun çevresindeki destek oyuncularının katkısı sınırlı kaldı.
Curry, şu ana kadar maç başına 31.8 sayı ve %45 üçlük isabet oranı ile oynayarak kariyer standartlarını koruyor. Ancak bench rotasyonunda istikrar yok. Jonathan Kuminga, Brandin Podziemski ve Moses Moody gibi gençler zaman zaman katkı verse de, özellikle hücumda süreklilik sağlanamadı. Buddy Hield hala ritmini bulamadı, Draymond Green ise savunmadaki liderliğini sürdürüyor ama hücumda neredeyse etkisiz hale geldi. İstatistiksel olarak Warriors, ligin altı hücum verimliliğinde ilk 10’da, ancak savunmada orta sıralarda yer alıyor. Bu da onları playoff yarışında elit seviyeden bir adım geride tutabilir. Ayrıca Al Horford ve De’Anthony Melton’un sakatlıkları, takımın rotasyon dengesini bozdu ve Kerr’in savunma planlarını daralttı. Warriors’ın hedefi artık sadece maç kazanmak değil, sezonun ilerleyen döneminde “momentum”u koruyabilecek yapıyı yeniden inşa etmek.
🟠 Phoenix Suns: Yeniden Yapılanma Yolunda Umutlu Adımlar
Phoenix Suns, geçtiğimiz sezonki “Big Three” projesinin çöküşünden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Devin Booker, Kevin Durant ve Bradley Beal üçlüsünün oluşturduğu hayal kırıklığı, takımın rotasını kökten değiştirdi. Yönetim bu kez “süper yıldızlardan ziyade istikrar” arayışına yöneldi. Ancak sezona girerken beklentiler düşüktü; zira kadro geçen yıllara göre belirgin biçimde zayıflamış durumda. Buna rağmen Suns, kötü başlangıcın ardından üst üste iki galibiyet alarak moral buldu — önce Utah Jazz, ardından da sezona harika başlayan San Antonio Spurs mağlup edildi.
Bu toparlanmanın baş mimarı kuşkusuz Devin Booker. Ligin en üretken skorerlerinden biri olarak sezonun ilk haftalarında müthiş bir ritim yakaladı. Şimdiye kadar sadece bir maçta 20 sayının altında, sadece iki maçta 30 sayının altında kaldı. Spurs karşısında 28 sayı – 13 asist üreterek sadece skorer kimliğiyle değil, pas dağıtımıyla da öne çıktı. Booker, çift sıkıştırmalara karşı doğru okumalar yaparak takım arkadaşlarını devreye sokmayı başardı. Bu yönüyle belki de kariyerinin en olgun sezonunu geçiriyor. Zaten Booker artık sadece takımın lideri değil, kulüp tarihinin en skorer oyuncusu unvanını da taşıyor.
Bununla birlikte, kadro derinliği Suns’ın en büyük problemi. Dillon Brooks ve Jalen Green gibi ikinci ve üçüncü skor opsiyonlarının sakatlıkları, hücumda yükün tamamen Booker’a binmesine yol açtı. Bench katkısı neredeyse yok denecek kadar az. Takım istatistiksel olarak lig ortalamasında (hem hücum hem savunma verimliliğinde orta sıralar), ancak saha içi üretim açısından istikrarsız. Jordan Ott yönetimindeki bu yeni yapı henüz oturmadı; Suns genellikle iyi başladığı maçlarda son çeyreklerde zorlanıyor. Uzun vadede playoff potasına girmeleri zor görünüyor, ancak genç oyuncuların gelişimi ve Booker’ın liderliği bu yeniden yapılanma sürecinin en umut verici yönü.
⚖️ Genel Değerlendirme: İki Farklı Gerçek, Aynı Arayış
Bu karşılaşma, istikrarsız galibiyet serilerinden dönen Warriors ile yeniden yapılanma sürecindeki Suns’ı karşı karşıya getirecek. Golden State tarafında odak noktası, maç sonlarını kapatma sorununun çözülmesi. Curry’nin bireysel parlaklığı çoğu zaman yeterli olsa da, takımın oyun kontrolünü kaybettiği anlar tekrar eden bir problem haline geldi. Suns ise tam tersi bir yöne gidiyor — bir yıldız etrafında kimlik inşa etmeye çalışan, genç ama savunma zaafları bariz bir ekip.
Warriors, tecrübesiyle bu tarz maçlarda genellikle oyunun temposunu belirleyen taraf olurken, Suns’ın Booker merkezli hücumları özellikle yarı sahada sorun yaratabilir. Golden State’in savunmada Booker’a yönelik baskı planı, Suns’ın hücum verimliliğini doğrudan etkileyecektir. Öte yandan Suns’ın zayıf rotasyonu, Warriors’ın geniş bench’ine karşı dezavantaj yaratabilir.
Sonuç olarak bu mücadele, bir dönemin hala rekabetçi gücü olan Warriors ile yeniden yapılanmaya çalışan Suns arasında sadece skor açısından değil, kimlik açısından da bir test olacak. Warriors galibiyet için kolektif disiplini yeniden bulmak zorunda, Suns ise moralini koruyarak Booker’ın liderliğinde geleceğe umutla bakmak istiyor. İki takımın da temel hedefi aynı: sezona yön verecek bir “reaksiyon maçı” kazanmak.
