29 Mart 2024

Vesely, Çek Basınına Önemli Açıklamalarda Bulundu

Turkish Airlines Euroleague ekiplerimizden Fenerbahçe Beko‘nun yıldız uzunu Jan Vesely, ülkesi Çekya’nın basınına önemli açıklamada bulundu.

İşte Vesely’nin Türkiye, Türkler, İstanbul ve Fenerbahçe Beko hakkındaki sözleri:

İstanbul bir futbol şehri. Türkiye bir futbol ülkesi. Bu kadar büyük kitlelere hitap eden kulüpleri başka ülkelerde bulamazsınız. Türkler, futbol fanatikleridir. Sadece Fenerbahçe’nin 30 milyon taraftarı var. Biz basketbolcular bile çok ünlüyüz. Deplasman maçlarında bile nereye gidersek gidelim sarı lacivertli taraftarları görürüz. Fenerbahçeliler gerçek manada kulüpleri için yaşayan çok özel insanlar!

Türkiye’deki takım tutkusu, Sırbistan’daki tutkudan daha fazla. Partizan ve Kızıl Yıldız arasındaki rekabetle ilgili Sırp arkadaşlarıma takıldığımda bunu ciddiye almazlar. Ancak, Türkler bu konuda daha ciddi. Tuttukları takımla ilgili dalga geçilmesine dayanamazlar. Takımları onlar için çok şey demek. Yani demek istediğim, voleybol derbisini bile tam dolu salonda oynuyorlar. Tam bir çılgınlık!

Futbol, Türkiye’de her zaman 1 numara. Fenerbahçe’de ise durum biraz daha farklı. Burada basketbol da çok önemli bir spor. Hatta, basketboldan çok anlamayanlar bile bizi ölesiye destekliyorlar

Türkiye ve Sırbistan arasındaki destek, tezahürat kısmı biraz farklı. Sırplar, çok küçük yaşlardan itibaren basketbolla içiçe yaşadıkları için ne zaman destekleyip, ne zaman rakipleri, hakemleri baskı altına almaları gerektiğini bilirler. Ancak, bence Türkiye’deki ortam daha iyi ve daha ateşli. Özellikle maçlarımıza sürekli gelen Fenerbahçeliler. Son Real Madrid maçımızı dolu salonda oynadık. Tüm biletler satılmıştı. Atmosferi görmeniz lazımdı. İnanılmaz, tek kelimeyle inanılmaz.

Elbette elde ettiğimiz başarıların da Fenerbahçelilerin basketbola bakış açısını açısını değiştirdi. Son yıllarda futbolcular kadar ünlü olduk. Bence yaşadığımız EuroLeague şampiyonluğu, bazı Fenerbahçeliler için futbolda elde edecekleri başarıdan daha önemliydi.”

Mesut Özil tam bir basketbol hayranı. Bazı futbolcular maçlarımıza geliyorlar. Biz de bazen onların maçlarına gidiyoruz ama koronavirüs çıktığından bu yana gitme fırsatı bulamadım.

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maç, bir Şampiyonlar Ligi maçından bile çok daha fazlası! Basketboldaki derbiler bile çok ateşli. Özellikle, salon tam dolu olduğu zaman. Bizim salonumuz Galatasaray maçlarında yaklaşık 13 bin taraftara ev sahipliği yapıyor. Tam olarak futbol gibi değil ama herkes sürekli tezahürat yapar, 40 dakika boyunca baskı kurar. Gerçekten çok başka bir seviye!

Partizan ile Kızıl Yıldız arasındaki derbiler de çok başkaydı. Tamamen çılgınlık seviyesi. Ben Partizan’da oynarken rakip takıma sürekli bozuk para, çakmak ve akla hayale gelmeyecek bir sürü şey atılırdı. Eski Pionir 8 bin kişi alırdı ama bin kişi de tribünler ile saha arasındaki bölüme girerdi. Gürültüyü bir düşünün…

Ben Sırbistan’a 18 yaşımda gittim. 21 yaşımda ayrıldım. Akıcı bir şekilde Sırpça konuşabiliyorum. Sırplar benim bir Çek olduğumu bile bilemezdi. Sadece arkadaşlarım değil eşim bile. Beni bir yabancı olarak görmezlerdi. Ne zaman pasaportumu çıkarmam gerekse o zaman Sırp olmadığımı anlarlardı.

Türkiye’de beni kendilerinden biri olarak görüyorlar. Bu daha çok ne kadar savaştığın ve ne kadar çok şey verdiğinle ilgili. Ayrıca, Fenerbahçe’de bu kadar uzun süre kalan çok az yabancı oyuncu var.

Türkiye’de bazen beni kayırdıkları durum oluyor. Restoranda veya resmi dairelerde. Geçen gün resmi bir dairede işim vardı. Sıra numarası aldım ve beklemeye başladım. Ardından biri geldi, “Jan, sen Fenerbahçelisin. Benimle gel.” dedi. Çok uzun sürecek bir işi 3 dakikada halletti.

Bazen kötü durumlarda oluyor. İzin istemeden fotoğraf çekmek isteyenler de oluyor. Bir gün çocuğumla caddede yürüyordum. Bebek arabasıyla giderken biri kolumdan tuttu ve direkt fotoğraf çekmeye çalıştı. Ben de ‘Deli misin, ne yapıyorsun!’ diye bağırdım. Çünkü, kolumdan tutunca bebek arabasının kontrolünü kaybettim ve tehlikeli bir şey olabilirdi. Ancak, adam umursamadı bile. Yine de bunlar çok az olan şeyler.

İstanbul’da rakip takım taraftarlarının saldırısına uğramadım. Burası Atina gibi değil. Panathinaikos ya da Olympiakos oyuncusuysan, şehrin belli yerlerine gitmemen gerekir. İstanbul’da ise böyle bir olayı 8 yıldır hiç duymadım. Rakip takım taraftarlarından saygı gördüm sadece. Futbolculara belki daha farklı davranıyorlardır, bilemiyorum. Ancak sokakta yürürken saldırıya uğrayacağım diye hiç korku duymadım. Sonuçta boyum 2.10! (Gülerek) Türkler genel olarak benden daha kısa ve benimle kavga etmek istemez değil mi? Ayrıca kavga işinde gayet iyiyimdir, bilirsin.

Giderek sağlığıma kavuşuyorum. Önümde sahalara geri dönebilmek için 2 haftalık bir süreç daha var. Ağrının tamamen geçmesini istiyoruz ve risk almıyoruz.

Kaynak: Sporx