NBA Doğu Konferansı mücadelesinde Indiana Pacers Pazar günü saat 03:30’da Chicago Bulls ile karşılaşacak. Gelin birlikte takımların son durumunu mercek altına alalım, keyifli okumalar.
🏠 Indiana Pacers – Umudun Yerini Çaresizlik Aldı
Indiana Pacers cephesinde sezonun mümkün olan en kötü senaryoya evrildiğini söylemek abartı olmaz. Yalnızca altı ay önce NBA Finalleri’nde Game 7 sahasında başlayan ve Tyrese Haliburton’ın sakatlığıyla adeta kaderi değişen bir hikâyenin, bugün bu noktaya gelmesi hem organizasyon hem de taraftarlar için ağır bir hayal kırıklığı. Haliburton’ın o günden bu yana toparlanamaması, üzerine eklenen yeni sakatlık dalgaları ve kadro derinliğinin beklenenden çok daha zayıf görünmesi, Pacers’ı ligin en düşük seviyelerinden birine itti. Sonuç olarak takım ilk 19 maçında sadece üç galibiyet alabildi ve Doğu Konferansı’nda 14. sıraya kadar geriledi. Dünkü Washington Wizards galibiyeti, sadece son basamaktan bir sıra yukarı çıkmalarını sağladı; tabloyu kökten değiştirmedi.
Pacers’ın son iki sezondaki kimliği hızlı tempo, yüksek asist hacmi ve rakibi koşuyla boğan hücum düzeniydi. Ancak bu yıl o düzen çökmüş durumda. Haliburton olmadan yarı saha organizasyonları aksıyor, topsuz katlar ve spacing düzeni verimsiz çalışıyor, oyuncuların bireysel yaratıcılık kapasitesi ise hücumu ayakta tutmaya yetmiyor. Şu anda yalnızca Dallas Mavericks’in altında yer alan bir 27. sıra hücum reytingi, bu düşüşün açık göstergesi. Savunma tarafında kısmi bir toparlanma olsa da, önceki haftalarda ligin en kötü beş savunmasından biri olan Pacers’ın şu anda 23. sırada yer alıyor olması, halen ciddi bir zaaf taşındığını gösteriyor.
Pascal Siakam’ın istikrarı ve sahaya koyduğu mücadele tartışmasız şekilde takımı ayakta tutan en önemli unsur. Ancak Siakam’ın bireysel çabası takımı rekabetçi seviyeye çıkarmıyor. Bennedict Mathurin’in form arayışı, Jarace Walker’ın istikrarsızlığı ve McConnell gibi deneyimli bir oyuncunun ekstra çabasına rağmen hücum üretiminin sınırlı kalması, bu takımın sezon içinde geri dönüş yapmak için yeterli malzemeye sahip olmadığını düşündürüyor. Tüm bu gelişmelerin ışığında, Pacers’ın kısa süre içinde resmi olarak rotayı gelecek sezona çevirip, genç oyuncu gelişimini ve draft pozisyonunu ön plana alması fazlasıyla muhtemel görünüyor.
🛫 Chicago Bulls – Yine Aynı Döngünün İçinde Sıkışmış Bir Takım
Chicago Bulls cephesinde sezonun ilk haftalarındaki o parlak 5–1’lik başlangıç çoktan unutuldu. O dönem “Acaba bu yıl farklı olabilir mi?” sorusu dillendirilmiş olsa da, Bulls alışıldık kimliğine çok hızlı bir şekilde geri döndü. Sezon içinde yıllardır 9 ile 11. basamak arasında gezen bir organizasyonun yeniden aynı bölgede konumlanıyor olması şaşırtıcı değil. Şu anda 9 galibiyet – 9 mağlubiyet ile konferansın 10. sırasında yer alan Bulls, büyük hedeflerden uzak ve orta sıralara sıkışmış bir görüntü sergiliyor.
Son dönemdeki performansları da bu durumu doğruluyor. Önce New Orleans Pelicans’a farklı kaybettiler, ardından Charlotte Hornets gibi form düzeyi düşük bir ekibe mağlup oldular. Bu iki mağlubiyet, Bulls’ın ne kadar dalgalı bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Aynı takım bazı geceler Denver Nuggets’ı deplasmanda yenebilecek enerji ve konsantrasyonu gösterebilirken, birkaç gün sonra ligin dibine demir atmış ekipler tarafından rahatça geçilebiliyor.
Sorunların başında savunma geliyor. Son 11 maçta tek bir kez bile 121 sayının altında sayı yememiş olmaları, bu takımın hangi noktada tıkandığını açıkça ortaya koyuyor. Bu süreçte savunma reytinglerinde ligin en kötü beş takımından biri olmaları tesadüf değil. Rakiplerin rahat hücum etmesi, savunma rotasyonlarının aksaması ve boyalı alan savunmasında yaşanan zaaflar, Bulls’ın maç içinde geri dönüş yapmasını zorlaştırıyor. Ribaund tarafında yaşadıkları problemler de tabloyu daha da karartıyor.
Hücumda ise Coby White’in sakatlığı, Vucevic’in yaşadığı iniş çıkışlar ve Josh Giddey’ın tek başına bir düzen yaratmak zorunda kalması, istikrarı iyice azaltmış durumda. Ayo Dosunmu’nun son maçlardaki yükselişi olumlu bir detay olsa da, Bulls hala rol paylaşımı ve oyun kurma konularında sorunsuz değil. Bu nedenle ortaya çıkan “iyi hücum – kötü savunma” dengesi, onları bir üst seviyeye taşımak yerine yerinde saydırıyor.
🔍 Genel Değerlendirme – Çıkış Arayan İki Takım, Fakat Gerçekler Farklı
Bu karşılaşma, iki takımın sezon hikayeleri arasındaki farkı çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Indiana Pacers cephesinde psikolojik bir yorgunluk, kadro bütünlüğü eksikliği ve organizasyonel bir kırılma hissi hakim. Haliburton’ın yokluğunda hücum durma noktasına geliyor, savunma ise rakiplerin ritim bulmasını kolaylaştıran bir yapıya dönüşüyor. Siakam’ın büyük çabası bile kötü gidişatı düzeltmeye yetmiyor.
Chicago Bulls ise yıllardır içinde sıkıştığı döngüden çıkamıyor. Ne tam bir yeniden yapılanma süreci başlatıyorlar ne de mevcut çekirdek ile üst seviye bir takım olmayı başarabiliyorlar. Savunmadaki büyük çöküş, hücum performansını da gölgede bırakıyor.
Bu nedenle maçın ana teması, “kim daha az hata yapacak?” sorusu değil, “hangi takım mevcut kimliğini daha iyi sahaya yansıtır?” sorusu olacak. Pacers hız ve alan paylaşımı ile ayakta kalmaya çalışacak, Bulls ise bireysel skor üretimiyle maç içinde dönemsel avantajlar kovalayacak. Ancak büyük resimde iki organizasyon için de çözülmesi gereken çok daha derin yapısal sorunlar bulunuyor.
Her iki takım adına da sonuçtan bağımsız olarak önemli olan, sezonun geri kalanı için kimlik arayışlarını nasıl sürdürecekleri ve hangi yöne evrilecekleri olacak.
