FIBA Şampiyonlar Ligi H grubu 4. maçında temsilcimiz Tofaş, İtalya’da konuk olduğu Derthona Tortona‘ya uzatmanın ardından 91-85’lik skorla kaybetti.
Bu sonuçla İtalyan ekibi 4-0 ile liderlik koltuğunda oturmayı sürdürürken, Tofaş ise 1-3 ile 3. sırada yer aldı.
MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.
Efes’e taze transfer olan yıldız uzunu Daum’dan yoksun oynayan ev sahibi ekipte Tommaso Baldasso 17 sayı, 4 ribaund, 4 asist ile yıldızlaşırken, TaShawn Thomas 16 sayı, 6 ribaund, 2 aist, 2 blok, Chris Dowe 14 sayı, 2 ribaund, 3 asist ve Leon Radosevic 12 sayı, 3 ribaund, 2 asist ile galibiyeti getiren diğer isimlerdi.
Temsilcimizde ise Austin Wiley 16 sayı, 12 ribaund, J.J O’Brien 18 sayı, 3 asist, Caleb Homesley 18 sayı, 4 ribaund, 2 asist ve Omar Prewitt 9 sayı, 13 ribaund, 2 asist ile direnen başlıca isimlerdi.
EDİTÖR YORUMU:
İki takım maça farklı sistemlerle başladı. Temsilcimiz daha çok pota altını kullanmaya çalışırken, ev sahibi ise dış şutlarla üretmeye çalıştı. Savunmada iki takımın da yumuşak kalması ve temponun yüksek olmasıyla beraber karşılıklı olarak rahat skor üretimi vardı sahada. Bu nedenle de takımlar birbirlerine üstünlük kuramadılar net olarak, ilk çeyreği temsilcimiz 23-25 önde tamamladı. İkinci çeyrekte Tortona çember altını kullanmaya başladı. Hırvat uzun Radosevic’i doğru yerde ve zamanda topla buluşturarak üretimini sürdürdü. Biz ise O’Brien’ın orta mesafeden etkili ve yüzdeli oyunu ile hücumda sorun yaşamadık. Takımlar savunma yapmamaya devam etti ve hücum odaklı basketbolun ardından Homesley’nin son anlarda gönderdiği üçlük sayesinde soyunma odasına 41-44 önde girdik.
İkinci yarıya savunmayı hatırlayarak agresif ve sert bir giriş yaptık. İlk 5 dakikada sadece 3 sayıya izin vererek farkı çift hanelere çıkarmayı başardık. Ancak sonrasında hücumda yaptığımız basit top kayıplarıyla beraber ritmimizi kaybettik ve bu savunmadaki enerjimizin de düşmesine neden oldu. Gaza basıp farkı açma şansını kaybettiğimiz gibi farkın kapanmasına da engel olamadık ve hatta son çeyreğe 62-61 geride başladık… Buna rağmen final çeyreğinin ilk kısmında momentumu tekrar ele geçirdik, sadece 5 sayıya izin vererek 3 sayı farkla öne de geçmeyi başardık. Rakip bizi yakalasa da skorerlerimiz Homesley ve Prewitt’in kritik yerlerde devreye girmeleriyle farkı tekrar 6 sayıya çıkardık! Fakat ev sahibinin sert savunması karşısında bocalayıp basit top kayıpları yapınca 7-0’lık bir seri yemekten kurtulamadık, 1 sayı ile geriye düştük. Bitime 17 saniye kala Dowe onlar adına çizgiden 1-2 ile dönünce 7 saniye kala biz O’Brien’ın basketiyle skoru eşitledik ve 81-81ile uzatmaya gittik.
Uzatma bölümünde maalesef ritmimizi bulamadık. Rakibin artan savunma sertliği karşısında basit top kayıplarına devam eden, bir türlü organize olamayan ve zorlama atışlara kalan temsilcimiz de savunmada vidaları sıkarak maça tutunmaya çalıştı. Son dakikaya 85-85 eşitlikle girerek bunu da başardık. Ancak 87-85 geriye düştüğümüz son anlarda Sakic’in atışı bloklandı ve ardından da 8 saniye kala sportmenlik dışı faul yapmak zorunda kaldık. Sonrasında fark açıldı ve sahadan 91-85 ile mağlup ayrıldık.
Temsilcimiz maalesef çok önemli bir fırsatı elinden kaçırmış oldu. En önemli silahlarından biri olan Daum’u kaybetmiş ve yerine takviyeye yapamamış Tortona karşısında maçın neredeyse tamamını çok iyi oynadık. Ama 4. çeyreğin sonundaki basit top kayıplarımız ve tabiki uzatmada hücum anlamında bocalamamız çok canımızı yaktı. Maalesef Winston uzun süredir bir Euroleague guardı gibi oynamıyor, sanırım kafası da onu isteyen üst kalibredeki takımların ilgisiyle karışmış durumda… Şöyle bir maçta elinizde Winston varken, maç sonunda bu kadar kötü hücum etmeyi hiç bir koç beklemez, tüm yük Homesley’nin omuzlarında kaldı, o maç sonunda artık bu yükü taşıyamadı…
