Munich’te düzenlenen Supercup’ın son gününde A Milli Takımımız, rakibi Çekya karşısında baştan sona üstün bir oyun ortaya koyarak sahadan 79-65 galip ayrıldı ve turnuvayı üçüncü sırada tamamladı.
Hem savunmada gösterilen direnç hem de hücumda paylaşılan sorumluluk, bu maçta ön plana çıkan noktalar oldu.
🏀 Eksikler ve Maç Öncesi Beklentiler
Türkiye, bu karşılaşmaya Alperen Şengün’ü riske etmeyerek ve sakatlığı bulunan Yiğit Arslan’ı kadroya almadan çıktı. Bu durum özellikle hücumdaki yaratıcılık ve ribaund katkısı açısından soru işaretleri yaratsa da takım sahada kolektif bir performans sergilemeyi başardı. Çekya ise yıldız oyun kurucusu Tomas Satoransky ve EuroBasket’te de forma giyemeyecek Jan Vesely olmadan sahaya çıktı. Dolayısıyla iki ekibin de eksikleri, maçın temposunu zaman zaman aşağıya çekse de Türkiye’nin rotasyon avantajı sahaya yansıdı.
🔥 İlk Yarı: Kontrol Bizdeydi
Millilerimiz maça oldukça istekli başladı. Ercan Osmani ve Ömer Faruk Yurtseven’in pota altındaki etkili oyunuyla daha üçüncü dakikada 9-3 üstünlüğü yakaladık. Hızlı hücumlarla farkın açılması, rakibin dengesini bozdu ve ilk çeyrek 23-13 lehimize sonuçlandı.
İkinci çeyrekte ise savunmadaki direnç ön plana çıktı. Adem Bona’nın çember koruyuculuğu, rakibin boyalı alanda üretmesini zorlaştırdı. Hücumda ise bu bölümde Yiğitcan Saybir’in üst üste sayıları farkın çift hanelerde kalmasını sağladı. İlk yarı sonunda Ay-Yıldızlılar’ın 41-29 üstünlüğü, oyunun her iki yönünde de dengeli bir performansın göstergesiydi.
🛡️ Savunma Direnci ve Ribaund Mücadelesi
Bu maçın kırılma anı üçüncü çeyrek oldu. Rakibin geri dönüş çabalarını, faul aldırarak çizgiye gitmemiz ve savunmadaki kararlılığımız bastırdı. Skor 52-38’e geldiğinde fark psikolojik olarak da kontrolü elimizde tuttu. Bu periyodu 60-41 önde bitirmek, hem skorda hem de enerjide üstünlüğümüzü pekiştirdi.
Her ne kadar dördüncü çeyrekte top kayıplarımız nedeniyle fark 12 sayıya kadar inse de, tecrübeli oyuncularımızın soğukkanlılığı sahaya yansıdı. Özellikle son bölümde gelen iki üçlük isabeti, Çekya’nın geri dönüş ihtimalini tamamen ortadan kaldırdı.
🎯 Hücumda Dengesizlik: Üçlük Sorunu
Maçın en dikkat çekici negatif noktası, dış atış yüzdemizin düşüklüğü oldu. Almanya karşısında 2/20 ile üçlük atan Türkiye, bu kez de 5/31 (%16) ile şut performansı sergiledi. Bu durum, set hücumlarının verimliliğini düşürürken; içeriden üretim sayesinde skor avantajı korundu. Eğer turnuva boyunca üç sayı çizgisi gerisindeki düşük yüzde sürerse, EuroBasket’te üst seviye rakiplere karşı bu büyük bir problem oluşturabilir.
⭐ Bireysel Performanslar
- Ercan Osmani: 13 sayı – 8 ribaund ile pota altında istikrarlı katkı verdi.
- Cedi Osman: 12 sayı ile skor yükünü taşıyanlardan biri oldu.
- Yiğitcan Saybir: 10 sayı ile sürpriz bir şekilde hücumda öne çıktı.
- Shane Larkin: 9 sayı – 7 asist ile oyun kurulumunda kritik rol oynadı.
Bu dengeli skor dağılımı, Türkiye’nin rotasyon genişliği açısından umut verici bir tablo sundu.
Çekya cephesinde Vit Krejci 14 sayı, 3 ribaund ile yegane çift haneli skor üretebilen isimdi. Tomas Kyzlink 9 sayı ve Martin Kriz 9 sayı ile direnen diğer isimlerdi.
📊 Genel Değerlendirme
Millilerimiz, Supercup’ı üçüncü sırada tamamlarken hem olumlu hem de geliştirilmesi gereken noktalar ortaya çıktı. Savunmadaki sertlik ve pota altındaki etkinlik umut verici olsa da dış şutlardaki düşük yüzdemiz ciddi bir alarm olarak öne çıkıyor. EuroBasket’te Çekya ile aynı grupta yer alacağımız düşünülürse, bu maçtan alınan net galibiyet moral açısından oldukça değerli.
Takımın kimyası her geçen gün gelişiyor, fakat dış şut yüzdesi ve hücumda daha fazla çeşitlilik yaratılması, Ataman’ın öncelikli çözümesi gereken meseleler arasında.
👉 Kısacası, Türkiye – Çekya mücadelesi hem bir özgüven kazanımı oldu hem de eksiklerin net şekilde gözlemlendiği bir prova niteliği taşıdı. Eğer üç sayı yüzdesi toparlanırsa, bu takım EuroBasket’te sürpriz yapabilecek potansiyele sahip.