17 Nisan 2024

Maç Sonu Analizi: Efes, Yine Yüksek Skorlarla Kazandı

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi yarı final serisi 3. maçında Anadolu Efes konuk ettiği Fenerbahçe Beko‘yu 97-91’lik skorla yenerek seride üstünlüğü ele geçirdi.

Efes’in 2-1 öne geçtiği serinin 4. maçı 9 Haziran’da yine Sinan Erdem’de oynanacak. Ev sahibi ekip o maçı da kazanırsa adını finale yazdıracak.

MAÇIN TÜM İSTATİSTİKLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.

Efes’de Vasilije Micic 25 sayı, 3 ribaund, 6 asist ile yıldızlaşırken, Elijah Bryant 21 sayı, 7 ribaund, 2 asist, Will Clyburn 20 sayı, 5 ribaund ve Tibor Pleiss 17 sayı, 9 ribaund ile galibiyeti getiren diğer isimlerdi.

Misafir takımda ise Scottie Wilbekin 23 sayı, 2 asist, Nigel Hayes-Davis 21 sayı (5-7 üçlük), 2 ribaund, 2 asist, Melih Mahmutoğlu 12 sayı (4-5 üçlük) ve Dyshawn Pierre 12 sayı, 6 ribaund, 4 asist ile direnen başlıca isimlerdi.

EDİTÖR YORUMU:

Serinin ilk 2 maçında olduğu gibi takımlar yüksek tempoda ve verimli hücum ederek başladılar. İki takım da yüksek yüzdeyle oynayınca savunmaların pek bir anlamı kalmadı. Larkin Efes adına bitirici rolünde değil, organizatör rolünde oynarken Fenerbahçe ise Wilbekin’in skorer oyunuyla oyunda kaldı. İlk çeyrek Fenerbahçe’nin 22-24 üstünlüğü ile tamamlandı. İkinci çeyrekle beraber koç Itoudis, bu kez de Melih’i x-faktör olarak verimli şekilde kullandı. Üst üste üçlükler bularak takımını taşıdı. Efes ise Bryant’ın skora katkı vermesiyle dengeyi sürdürdü. Fenerbahçe zaman zaman yakaladığı serilerle kısa süreli öne geçmeyi başarsa da son sözü Clyburn söyledi ve soyunma odasına Efes 52-51 önde girdi.

İkinci yarıyla beraber artık teknik-taktik detaylardan çok tam anlamıyla yıldızların bireysel yeteneklerini sergilediği bir düello izlemeye başladık. Savunmaların ellerinden geleni yaptığı ama pek de bir şey ifade etmediği bu anlarda iki takım da üst seviye yıldızlarının skor oyunuyla keyifli anlar yaşattıklar basketbolseverlere. 3. çeyreğin ilk anlarında karşılıklı sayılar gelmiş olsa da sonrasında sarı lacivertliler 13-2 gibi önemli bir seri yakalayarak farkı hızlıca çift hanelere çıkardılar. Ancak bu bölümde savunma sertliğine arttırmak için fazla faul yapınca haklarını erken doldurdular ve bunu bilen Efes kısalara potaya atak ederek bolca çizgiye gittiler, bu sayede de farkı erittler. Son çeyreğe girilirken misafir takımın 71-78 üstünlüğü vardı. ilk 3 çeyrekte 15-20 gibi müthiş bir yüzdeyle oynayan Fenerbahçe, son çerekte çember dövmeye başladı… Diğer yandan Efes ise bu çeyreği beklemişçesine hücumda yüzdesini arttırdı, daha verimli oynadı ve 11-0’lık seriyle önce farkı kapattı sonra da 3 sayı ile öne geçti. Melih hemen cevap vererek eşitliği sağladı. Ardından Efes çembere giderek skor üretti, Wilbekin ise yine üçlükle karşılık verdi. Kritik hücumda Efes isabet bulamadı ama hücum ribaundunu çektiler, faul sonrası da çizgide hata yapmadılar. Molası bulunmadığı için oyuna müdahele edemeyen koç Itoudis, kenardaki ekibin de kendisini uyarmasını unutmasıyla beraber oyunun hareketlenmediği dönemde oyuncu değiştirmeye çalıştı, tabi masa buna izin vermedi. (Pierre serbest atışlar için süre durduğu sırada oyundan çıktı. Dolayısı ile saat tekrar çalışmadan, yani aynı duran saat döneminde tekrar oyuna giremez, yani serbest atışlar sonrası oyuna tekrar giremezdi). Kalan kısa sürede de Efes hatasız oynadı ve 97-91’lik skorla kazanmayı başardı.

Öncelikle serinin ilk maçında çıkan farklı skorun suni olduğunu ikinci maçla beraber gördüğümüzü söylemiştim ve bu maçta da devamını gördük… Hatta şöyle söyleyeyim eminim koç Itoudis, keşke ilk maçı o kadar farklı kazanmasaydık da Efes’e seriyi kaznamak adına bir amaç vermeseydik demiştir! O maçı normal bir sonuçla, fazla forse etmeden kazansalar Efesli oyuncular bu kadar gaza gelmeyeceklerdi. Euroleague’deki hayal kırıklığı sonrası zaten sezonu kafasında bitirmiş bir çok oyuncu vardı fakat o farkı gururlarına yediremediler doğal olarak. Hatta ikinci maçta hayalet Casper gibi ortalarda gezen Micic’de kendisini buldu bu maçta. Tabi şunu da söylemek lazım, Fenerbahçe’nin bu mağlubiyeti hakemlere bağlaması da çok yanlış. Üst üste 2. kez yeniliyorlar ve başta koç olmak üzere dönüp kendilerine bir bakmalılar. Karşılarında sadece ama sadece 6 kişilik rotasyonla oynayan, koçunun takımdan ayrılması kesinleşmiş, konsantrasyon sorunları yaşayan, Euroleague’de büyük bir hayal kırıklığı yaşamış, demorilize bir takım var. Sizin elinizde ise 10 tane net kullanacağınız isim var, üstelik evinizde de kaybetmişsiniz. Yani hakemlere gelene kadar daha çok günah keçisi var… Mesela ribaundlardaki 37-20’lik yenilginin suçu da mı hakemler… Efes final yolunda çok büyük bir adım attı. Artık Sinan Erdem’de 2 gün sonraki maçı da kazanmaları yeterli olacak.