11 Eylül 2025
Turkish Airlines Euroleague iddaa tahmin ve analizleri
Turkish Airlines Euroleague iddaa tahmin ve analizleri

Maç Önİzlemesi: Olympiakos – Panathinaikos (25.05.25)

Abu Dabi’de düzenlenen Turkish Airlines Euroleague Final Four organizasyonu üçüncülük maçında Olympiakos, ezeli rakibi olan koç Ataman yönetimindeki son şampiyon Panathinaikos ile karşılaşacak.

25 Mayıs Pazar günü saat 17:00’da başlayacak karşılaşmayı basketbolseverler her zaman olduğu gibi S Sport ekranlarında canlı olarak izleyebilecekler. Gelin birlikte bu kritik maç öncesinde takımların durumlarına göz atalım, keyifli okumalar.

🔴⚪ Olympiacos: Kupaya En Yakınken Gelen Sezonun En Kötü Performansı

2024–25 EuroLeague sezonunu zirvede tamamlayan ve çeyrek finalde Real Madrid gibi güçlü bir rakibi sadece dört maçta eleyen Olympiacos, Final Four’da her şeyin kendileri için yolunda gideceğini düşünüyordu. Ancak yarı finalde karşılarına çıkan Monaco, birçok kişinin “en zayıf halka” olarak gördüğü takım olmasına rağmen, Yunan devine sezonun en kötü mağlubiyetini yaşattı. Olympiacos, özellikle hücumda tarihinin en düşük verimliliklerinden birini sergileyerek 78-68’lik net bir skorla elendi.

📉 Oyun Kurucu Eksikliği ve Hücumun Çöküşü
Olympiacos’un mağlubiyetindeki temel nedenlerden biri, oyunu yönlendirecek, baskı altında soğukkanlı kalabilecek bir lider eksikliği oldu. Sezon boyunca topu paylaşarak ve sistemli hücum ederek öne çıkan takım, Monaco’nun sert savunması karşısında tamamen dağıldı. Keenan Evans gibi bir ismin eksikliği burada ciddi şekilde hissedildi. Onun topu yönlendirme ve dış şut tehditlerini birleştiren profili, tam da Olympiacos’un ihtiyaç duyduğu türden bir çözümdü — ama sakatlık nedeniyle sezon boyunca forma giyemedi.

🏀 Sasha Vezenkov: Kritik Anda Yine Kayboldu
Normal sezonun en dominant oyuncularından biri olan Sasha Vezenkov, playofflarda ve özellikle Final Four’da beklenen katkıyı sağlayamadı. Monaco karşısında sadece 9 sayı atabildi, üstelik 6’da 0 üçlük isabetiyle maçı tamamladı. Maçın ilk beş dakikasında kaçırdığı dört üçlük, onun ne kadar gergin başladığını gösteriyordu. Vezenkov’un bu tür maçlardaki istikrarsızlığı, Olympiacos’un hücum düzeninin kilitlenmesine neden oluyor. Hücumun merkezinde yer alan bir oyuncunun bu seviyede böylesine düşmesi, takımın tüm ritmini bozdu.

🔥 Evan Fournier: Tek Kişilik Direniş
Olympiacos adına tek olumlu not, Evan Fournier’in olağanüstü performansıydı. Fransız yıldız, 31 sayı üreterek takımının toplam skorunun neredeyse yarısını tek başına kaydetti. Üçüncü çeyreğin sonlarında farkı eriten isim de yine Fournier’di. Ancak takım arkadaşlarından yeterli destek gelmeyince, Olympiacos son bölümde Monaco’nun temposuna ayak uyduramadı. Fournier’in performansı, bireysel olarak takdir edilse de, kolektif çöküşü engellemeye yetmedi.

📊 İstatistiklerle Sezonun En Kötüsü
Olympiacos için bu maç, istatistiksel olarak da kabustu:
– Sezonun en düşük skoru (68)
– En düşük hücum reytingi
– En az asist yapılan maç
– Üçüncü en kötü şut yüzdesi

Tüm bu göstergeler, sadece kötü bir gün değil, Monaco’nun savunma planına tamamen teslim olunduğunu ortaya koyuyor. Monaco, özellikle off-ball hareketleri durdurma, pas kanallarını kapatma ve içeriye penetreyi engelleme noktasında olağanüstü bir savunma ortaya koydu.

🔮 Olympiacos’un Geleceği: Kritik Takviye Gerekli
Bu mağlubiyet Olympiacos için yalnızca Final Four’a veda anlamı taşımıyor — aynı zamanda gelecek sezonun kadro planlamasında ne tür oyunculara ihtiyaçları olduğunu da ortaya koyuyor. Takımın tempoyu kontrol edecek, topa baskıya rağmen oyun kurabilecek ve gerektiğinde skor üretebilecek modern bir guard profiline ihtiyacı var. Vezenkov ve Fournier etrafında şekillenen yapı, yüksek baskı altındaki maçlarda yetersiz kalıyor. Bu nedenle yaz döneminde, özellikle dış hatlarda top yönlendirici ve şut tehdidi olan bir oyuncunun transferi mutlak görünüyor.

Sonuç olarak, Olympiacos bir kez daha Final Four’da kendi potansiyelinin altında kaldı. Koç Bartzokas’ın sistemi her ne kadar sağlam temellere dayansa da, bireysel reaksiyon eksikliği ve mental kırılganlık, takımı yine zirveden uzaklaştırdı. Şimdi gözler, bu acı tecrübenin kadro mühendisliğinde ne tür değişikliklere yol açacağına çevrilmiş durumda.

🟢⚪ Panathinaikos: Şampiyon Unvanıyla Geldi, Hayal Kırıklığıyla Dönüyor

Geçtiğimiz sezonu EuroLeague şampiyonu olarak tamamlayan Panathinaikos, bu yıl Final Four’da yalnızca üçüncülük maçı için sahaya çıkacak olmanın hayal kırıklığını yaşıyor. Kağıt üzerinde geçen seneye göre daha derin ve kaliteli bir kadroya sahip olmalarına rağmen, özellikle deplasman maçlarında yaşanan istikrarsızlık, sezon boyunca takımın ritmini sürekli bozdu. Nitekim normal sezondaki 12 mağlubiyetin 9’u deplasmanlarda geldi. Ergin Ataman’ın geçmişteki başarısının temelinde yatan “büyük maçlarda oyuncularını özgüvenli tutma” becerisi, bu kez ne yazık ki sahaya yansımadı.

🏀 Fenerbahçe Karşısında Baştan Sona Geride Oynadılar
Yarı finalde temsilcimiz Fenerbahçe’ye karşı maçın hiçbir anında öne geçemeyen Panathinaikos, hücumda sıkışık, savunmada ise dağınık bir görüntü sergiledi. Özellikle dış atışlardaki düşük yüzde, maç boyunca oyunda kalmalarını engelledi. İlk çeyrekte Jerian Grant’in attığı iki üçlük dışında bir daha 30 dakika boyunca üçlük isabeti bulamadılar. Bu, modern basketbolda bir Final Four maçında rekabetçi kalmak adına kabul edilemeyecek bir durumdu.

😕 Bireysel Performanslar: Nunn Görece İyi, Sloukas ve Hernangómez Sınıfta Kaldı
Sezonun en değerli oyuncusu seçilen Kendrick Nunn, Anadolu Efes serisindeki formsuzluğunu Fenerbahçe maçına da taşıdı. 17 sayı üretse de 5’te 0 üçlük isabetiyle oynadı ve erken faul problemi nedeniyle sadece 23 dakika sahada kaldı. Buna rağmen, onun parkede olduğu süre boyunca takım +12 sayı fark yakaladı. Ancak bu pozitif tablo, diğer önemli isimlerin katkı verememesi nedeniyle değerlendirilemedi.
En büyük hayal kırıklığı ise Kostas Sloukas oldu. Yalnızca 2 sayı bulabildiği maçta, sahada kaldığı 15 dakikada takım -13 sayı geriye düştü. Onun liderliğinde beklenen oyun kurma ve tempo yönetimi gerçekleşmedi.
Juancho Hernangómez de hücumda yokları oynadı ve sadece 5 sayıyla maçı tamamladı. Bu üç ismin üretken olamaması, Panathinaikos’un hücum akışını tamamen kilitledi.

🔄 Mathias Lessort Dönüş Yaptı Ama Hazır Değildi
Aylar süren sakatlığının ardından parkeye dönen Mathias Lessort, fiziksel olarak hazır görünmedi. Savunmada reaksiyonları yavaş kaldı, hücumda ise pozisyon alma ve bitiricilik konusunda ritmini bulamadı. Onun yokluğunda Dinos Mitoglou sezon boyunca iyi bir çıkış yakalamıştı; ancak Lessort’un dönmesiyle birlikte rotasyonda bir denge bozulması da gözlemlendi.

📉 Panathinaikos’un Kimlik Problemi
Bu mağlubiyet, Panathinaikos’un yalnızca bir maç kaybettiğini değil, kimliksel olarak bir bocalama sürecine girdiğini de gösteriyor. Hücumda Nunn’a bağımlılık, Sloukas’ın istikrarsızlığı ve Hernangómez gibi tamamlayıcı parçaların etkisizliği, takımın yapısal dengesini sorgulatıyor. Ergin Ataman’ın liderliğinde kurulan bu kadro, hâlâ kağıt üzerinde Avrupa’nın en güçlülerinden biri olabilir; ancak sahada bunun karşılığı net olarak verilemiyor.

🔍 Üçüncülük Maçı ve Sonrası
Panathinaikos’un artık Final Four’dan moral kazanarak ayrılmak gibi sınırlı bir hedefi kaldı. Üçüncülük maçı, özellikle oyuncuların kendilerini yeniden kanıtlamaları için fırsat niteliğinde. Ancak yaz dönemi geldiğinde, bu kadronun yeniden şekillenmesi ve özellikle oyun kurucu rotasyonunda istikrarlı liderlik sağlayacak bir çözüm bulunması şart.

Sonuç olarak, Panathinaikos şampiyon apoletiyle geldiği Abu Dabi’de, hedeflerinden uzak bir performansla sahadan ayrılacak. Bu kadrodan daha fazlası bekleniyordu — ve o beklenti, bir sezon daha ertelendi.