NBA Batı Konferansı ekiplerinden Minnesota Timberwolves, Doğu ekiplerinden Detroit Pistons‘ı konuk ediyor.
31 Mart Pazartesi günü saat 02:00’da başlayacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.
Minnesota Timberwolves Doğrudan Playoff Bileti İçin İddialı
Minnesota Timberwolves bu sezon istikrarlı bir performans sergileyerek Batı Konferansı’nda sekizinci sırada yer alıyor. 42 galibiyet – 32 mağlubiyetlik dereceleriyle doğrudan playoff potasına girebilmek için Golden State Warriors ve Los Angeles Clippers ile yoğun bir yarış içerisindeler. Son maçlarında Phoenix Suns’ı evlerinde 124-109 gibi net bir skorla geçmeleri, form durumlarının ne kadar iyi olduğunu bir kez daha gösterdi. Kalan maçlarda gösterecekleri performans, doğrudan playoff bileti alıp almayacaklarını belirleyecek.
Towns Takası Şimdilik Bekleneni Vermedi
Geçtiğimiz sezon Batı Konferansı Finallerine yükselerek büyük bir başarıya imza atan Timberwolves, yaz döneminde sürpriz bir kararla Karl-Anthony Towns’ı New York Knicks’e gönderdi. Karşılığında Julius Randle ve Donte DiVincenzo’yu kadrosuna katan Minnesota, bu hamlenin meyvesini henüz alamadı. Randle sakatlıklarla boğuşurken DiVincenzo da katkı anlamında beklentilerin uzağında kaldı. Bu değişiklik takımın hücum dengesini bozmuş gibi görünse de, Anthony Edwards’ın yıldız performansı takımı ayakta tutmayı başardı.
Savunma Gücüyle Ayakta Kalıyorlar
Anthony Edwards, maç başına 27.2 sayı ortalamasıyla ligin en skorer beşinci oyuncusu konumunda. Ancak Timberwolves’u asıl farklı kılan yön, savunmadaki disiplinleri. 100 pozisyonda sadece 111.5 sayı yiyorlar ve bu istatistikle NBA’in en iyi beş savunma takımından biri konumundalar. Özellikle Rudy Gobert’in pota altındaki caydırıcılığı ve takım savunmasına olan katkısı, playofflarda rakipleri için ciddi bir tehdit oluşturacak. Eğer hücumda biraz daha istikrar sağlayabilirlerse, bu takım tekrar konferans finaline göz kırpabilir.
Detroit Pistons: Küllerinden Doğan Bir Başarı Hikayesi
Detroit Pistons, geçtiğimiz sezonun ligin en zayıf takımı olarak tamamlamış bir ekipti. Sadece 14 galibiyet alabildikleri ve rekor düzeyde kötü performanslar sergiledikleri bir yılın ardından bu sezon gösterdikleri yükseliş tam anlamıyla takdire şayan. Şu an 42 galibiyet – 32 mağlubiyetlik dereceleriyle Doğu Konferansı’nda beşinci sırada yer alan Pistons, Indiana Pacers ve Milwaukee Bucks ile birlikte dördüncülük ve saha avantajı için kıyasıya bir rekabetin içerisinde. Son olarak Cleveland Cavaliers’ı 133-122 mağlup ederek üst üste üçüncü galibiyetlerini aldılar.
Koç Bickerstaff ve Cunningham Faktörü
Takımın bu sezonki çıkışında en büyük pay, yaz döneminde göreve gelen başantrenör J.B. Bickerstaff’a ait. Bickerstaff, genç ve dinamik bir kadroyu disiplinli ve savunma odaklı bir yapıya dönüştürerek takımın çehresini değiştirdi. Bu yapının liderliğini ise hiç şüphesiz Cade Cunningham üstleniyor. 25.7 sayı, 6.1 ribaund ve 9.2 asist ortalamalarıyla oynayan yıldız guard, hem sayı üretimi hem de oyun kuruculuğuyla ligin en değerli genç yıldızlarından biri haline geldi. Şu an NBA’in asist sıralamasında üçüncü sırada yer alması da bunu açıkça gösteriyor.
Playoff Yolunda Avantaj Sağlayabilirler
Detroit Pistons’ın bu sezonki yükselişi yalnızca istatistiklerle sınırlı değil; sahadaki özgüvenleri ve oyun disiplinleri de dikkat çekici. Playofflar yaklaştıkça hem ritimlerini hem de takım kimyalarını güçlendirmiş görünüyorlar. Eğer kalan maçlarda bu formu sürdürebilirlerse ve saha avantajını alabilirlerse, ilk turda ciddi bir tehdit oluşturabilecek potansiyele sahipler. Bu sezon şimdiden bir başarı hikayesine dönüştü; bundan sonrası ise tamamen bonus olabilir.
