Turkish Airlines Euroleague ekiplerinden Alba Berlin, NBA patentli skorer ile anlaştı.
SDNA’da yer alan habere göre Almanya easyCredit BBL ekibi, geçen sezon Raptors 905 forması giyen Sterling Brown ile anlaştı.
1.98 metre boyunda olan 28 yaşındaki guard-forvet, Lakers ile sadece 4 NBA maçına çıkıp ortalama 6.5 dakika süre alırken, sezonun büyük bir kısmını G-League’de geçirmiş ve 26 maçta ortalama 31.9 dakika sahada kalırken 15.5 sayı, yüzde 44.1 üçlük, 7.1 ribaund, 4.5 asist ile katkı vermişti.
OYUNCU ANALİZİ:
2017 draftında 2. tur 46. sırada Sixers tarafından seçilmiş olan Brown, 6 yılını geçirdiği NBA’de Bucks, Rockets, Mavs ve Lakers formalarıyla toplamda 268 maça çıkarken 5.3 sayı, 3.3 ribaund, 1.0 asist ortalamaları tutturmuştu. Gelin onu biraz daha yakından tanıyalım.
Brown, atletik özellikleri ve pozisyonuna göre fiziksel artılarıyla ön plana çıkan bir kanat oyuncusu. Özellikle açık alanda çok etkili, hem topu getiren hem de kanat koşucusu olarak hızlı hücumlara dahil oluyor. Yarı sahada da dribbling üstünden yaratıcı bir isim. Deliciliği yüksek, direkt çembere atak ederek iki eliyle de pozisyonları bitirebildiği gibi patlayıcı smaçlarıyla da spektaküler anlara imza atabiliyor. Topsuz katları da seven, savunma boşluklarına atak ederek aldığı pasları çember altında yüksek yüzdeyle bitiren bir isim. Diğer yandan sahanın her yerinden şut tehditi olduğunu söyleyebiliriz. Sadece iyi bir bitirici, skorer değil, aynı zamanda saha görüşü de iyi ve pas yeteneği ortalamanın üstünde. İşin savunma tarafında da atletizmi ve çabuk elleri ile faydalı bir isim, Euroleague sahnesinde 1, 2, 3 pozisyonlarının tamamını savunabilecek özelliklere sahip. Topa baskıyı iyi yapan, çaldığı toplarla takımı hızlı hücuma çıkaran bir kısa. Pozisyonuna göre üst seviye bir ribaundçu olduğunun altını çizelim. Doğuştan gelen atletizm ve patlayıcılık özelliklerini iyi kullanmasının yanı sıra sezgileri de kuvvetli. Özellikle kendi potasında havuze düşen topları iyi takip eden bir kanat oyuncusu.
Gelelim eksilerine… NBA’de 3&D dediğimiz dış şutları etkili ve savunma görevleri bulunan kanat oyuncusu olarak kendisine rol buldu ama kendisini bir üst seviyeye taşıyacak gelişimi gösteremedi. Dış şutları önemli silahlarından biri olsa da istikrarı yakalayamadı, geçen sezon G-League’de kendisini bulmuş olsa da ligin seviyesinin altını çizmek gerekli elbette… Penetresi kuvvetli olsa da ilk adımı çabuk değil, atletizmi ve güçlü gövdesi ile kendisine alan açıyor daha çok. Hücumda top elinde değilken pasif kalabiliyor, konsantrasyonunu çabuk kaybediyor. Özellikle takımda kendisinden daha yüksek profilli, yıldız seviyesinde isimler varken onların gölgesine çekilerek geri planda kalmayı tercih ediyor, sorumluluk almaktan kaçınıyor.
Son yıllarda en fazla NBA patentli oyuncunun Avrupa’ya geldiği sezonu yaşıyor olabiliriz. Brown da onlardan biri olacak. Kariyerinde ilk kez ülkesinin dışına çıkıyor ve bu nedenle elbette bir adaptasyon süreci yaşayacaktır. Ancak Alba’nın genç oyuncular ya da bu tarz adaptasyona ihtiyacı olan oyuncular için tam bir mabet olduğunu biliyoruz. Koç Gonzalez’in özgürlükçü, tempoya ve hücuma dayalı basketbolunda parlayacağını, yeniden kendisini bulacağını düşündüğüm bir isim. Bence Alba çok önemli bir hamleye imza attı ve Euroleague’de yeni bir yıldız doğuyor diyebiliriz. Yeni sezonda merakla ve yakından takip edeceğim isimlerden birisi olacak Brown.
