Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi‘nde 2024-25 sezonu itibariyle önemli bir değişim olacak.
TBF ve kulüplerin ortak karar alarak 10 Mayıs Cuma günü yaptığı açıklamayla beraber iki önemli değişim gerçekleşti. İlki artık kulüpler maç kadrolarında 7 yabancı bulundurabilecekler, bu sezon bu sayı beşti biliyorsuz, ama sahadaki beşte sürekli bir yerli oyuncunun kalması gerekecek. İkincisi ise Euroleague’de de bu sezon ilk kez uygulanan play-in formatı.
Gelin birlikte bu değişimlerin getireceği artıları-eksikleri mercek altına alalım, keyifli okumalar.
“4+3”
Birçok basketbol adamı özellikle geleneksel olanlar bu kurala tepki gösterdi, milli takıma zarar verir dendi. Ancak öncelikli olarak belirteyim ben aksini düşünüyorum. Bu kuralın eksiden çok artısı olacağına inanıyorum. Bu sezonu yakından takip eden basketbolseverler çok iyi biliyor ki zaten takımlar sahaya genelde 1 hatta 2 Türk oyuncu ile çıkmayı tercih ettiler. Çünkü ellerinde sadece 5 yabancı var ve onlardan en az birini kenardan getirerek hamle şansı olsun istediler. Yeni kural ise sadece ilk beş için değil, maç boyunca minimum 1 yerli oyuncuyu sahada bulundurmayı mecbur tutacak. Yani sahada her zaman 10 oyuncu içinden minimum ikisi Türk olacak! Bence bu gayet doğru bir hamle. Aslında şunu garantilemiş oluyoruz, kadroda 7 yabancı 3 Türk oyuncu olacağını düşünürsek bu 3 oyuncunun da dakikaları neredeyse kesinleşmiş olacak, 40 dakikayı paylaşacaklar. Mevcut sistemde kadrosunda 5 tane yerli oyuncu bulundurmak zorunda kalan ve bu oyunculardan 2 ya da 3 tanesine hiç süre vermeyen fakat kadroyu doldurmak adına onlara maaş ödemek zorunda kalan bir çok kulüp vardı. Bu sistemde kadro yerini doldurmak ve sırf CV’lerine ben BSL oyuncusuyum diye yazdırmak için orada olan, kendini yeteri kadar geliştirmeyen de bir çok oyuncumuz oldu havuza maalesef. İşte bu yeni kural bana göre Türk oyunculara ve milli takıma zarardan çok fayda getirecek. Her takımda en az iki bazen 3 yerli oyuncu önemli süreler ve sorumluluklar alacaklar sürekli beşte olmak durumunda oldukları için. Bu sayede takımlar gerçekten süre ve sorumluluk verecekleri Türk oyuncuları kadrolarında tutacaklar. Havuzdaki diğer Türk oyuncular da kendilerine TBL ya da yurtdışında başka liglerde yer bulacaklar, bu da onların gelişimi için çok daha değerli olacak. Bu sayede yıllar geçtikçe milli takımımızda NBA oyuncularımız dışında daha fazla lejyonerimiz olacak.
Bir diğer konu ligimizin daha rekabetçi ve daha kaliteli olması. Birçok üst seviye ligde bizdeki kadar katı yabancı kuralları yoktu son yıllarda ve bu da o liglerdeki basketbolu yukarı çekti. Sınırlı ve dar olan yerli oyuncu havuzu hem kontraları gereksiz yere şişirdi hem de bu oyuncuların bir çoğunun BSL seviyesi için hazır olmamasından dolayı ligin kalitesini düşürdü. Şimdi yerli oyunculara iyi kontrat veremediği, bazen de havuzda yeteri kadar hazır yerli oyuncu bulunmadığı için 5 yabancı oyuncuya mahkum kalan, çoğu maçı maksimum 6-7 kişilik rotasyonlarla geçen takımların da rekabetin içine girme şansı çıktı ortaya. Artık geçmişte Gaziantep’in yaptığı ve son zamanlarda Petkim, Merkezefendi ve Büyükçekmece gibi takımların da devam ettirdiği üzere iyi scouting yapıp uygun fiyata potansiyelli yabancılar getirebilen sınırlı bütçeli takımların bile üst sıraları zorlama, daha fazla rekabetçi olma şansları olacak. Ayrıca ben özellikle Merkezefendi ve Gaziantep’in yaptığı gibi takımlarımızın Euroleague’e giden bir basamak olmasını çok olumlu görüyorum hem ligimiz hem de ülkemizin basketbol görünürlüğü, reputasyonu açısından.
“Play-In”
İlk kez NBA’de denenen ve alınan başarılı sonuçların ardından bu sezon da ilk kez Euroleague’de devreye giren bu formatı çok keyifli buluyorum bir basketbolsever olarak. Böylelikle hem sezonu ilk 6 sırada bitiren takımlar ödüllendirilmiş oluyor hem de 9 ve 10. sıra da artık bir rekabet noktası haline geliyor. Dolayısıyla sezon boyunca neredeyse her takıma bir hedef vermiş oluyorsunuz. Alttaki 4-5 takım düşmeme, diğer takımlar da ilk 10 sıra için kapışıyorlar. Ligimizde bu sezon basketbol kalitesi düşmüş olsa da play-in olmadığı halde en azından play-off yarışında ciddi bir çekişme gördük, görmeye devam ediyoruz. Bu nedenle de play-in formatı ile beraber bu rekabetin çok daha fazla artacağını söyleyebiliriz rahatlıkla.
