NBA Doğu Konferansı mücadelesinde Boston Celtics 23 Ekim Perşembe günü saat 02:30’da Philadelphia 76ers ile karşılaşacak. Gelin birlikte karşılaşma öncesinde takımların durumlarını mercek altına alalım, keyifli okumalar.
☘️ Boston Celtics: Yeniden Yapılanma Yılına Girerken
Boston Celtics, geçtiğimiz sezonu hem sportif hem duygusal açıdan travmatik bir şekilde kapattı. Şampiyonluk yolunda favorilerden biri olarak gösterilen Celtics, Doğu Konferansı Finalleri’ne dahi ulaşamadan New York Knicks’e elenmiş ve böylece NBA Finalleri’ne katılma şansını kaybetmişti. Ancak esas yıkıcı olay, süper yıldız Jayson Tatum’un Aşil tendonu sakatlığı oldu. Modern basketbolda en ağır ve geri dönüşü zor sakatlıklardan biri olan bu durum, hem oyuncunun kariyerini hem de kulübün kısa vadeli hedeflerini doğrudan etkiledi. Her ne kadar son görüntüler Tatum’un beklenenden hızlı iyileştiğini gösterse de, Boston cephesi artık bu sezonu bir geçiş dönemi olarak kabul ediyor.
Yönetim, bu yeni sürece uygun olarak kadroyu büyük ölçüde yeniden şekillendirdi. Şampiyon kadronun önemli parçalarından Kristaps Porzingis, Jrue Holiday, Al Horford ve Luke Kornet ile yollar ayrıldı. Bu isimlerin kaybı, özellikle savunma kimliği ve saha içi liderlik açısından ciddi bir zafiyet yarattı. Yerlerine gelen Anfernee Simons, Luka Garza, Chris Boucher ve Josh Minott gibi oyuncular, kâğıt üzerinde enerjik ama tecrübesiz bir kadro profili çiziyor. Boston artık “şampiyonluk adayı” kimliğinden çıkmış, gençleşmeye ve yeni sistem denemelerine odaklanan bir yapıya evrilmiş durumda.
Bu noktada en büyük sorumluluk koç Joe Mazzulla’ya düşüyor. Geçen sezonun sert eleştirilerinden sonra Mazzulla, oyun felsefesini yenilemek zorunda. Celtics’in yıllardır başarı formülü haline gelen “yüksek üçlük hacmine dayalı” hücum düzeni, bu kadro yapısına tam olarak uymayabilir. Jaylen Brown, artık tartışmasız şekilde takımın lideri konumunda olacak ve onun bu yeni rolde ne kadar istikrarlı olacağı, sezonun gidişatını belirleyecek. Brown’ın etrafında Simons ve Boucher gibi tamamlayıcı oyuncuların hücumda katkı vermesi şart. Ayrıca uzun rotasyonunun zayıflığı, Celtics’in boyalı alanda büyük sıkıntılar yaşamasına yol açabilir.
Her şeye rağmen Boston’un elinde hâlâ bir kimlik var: disiplin, mücadele ve kolektif oyun. Doğu Konferansı’nın genel olarak zayıflamış olması da bir avantaj. Eğer Mazzulla genç rotasyondan verim alabilir ve Tatum sezonun son döneminde parkelere dönebilirse, Celtics’in play-in potası civarında kalma ihtimali oldukça yüksek. Taraftarlar artık kısa vadeli başarıdan ziyade “sabır ve yeniden yapılanma” sürecine odaklanmak zorunda.
🔴 Philadelphia 76ers: Sessiz Güç, Yüksek Risk
Philadelphia 76ers, belki de son birkaç sezonun en “hayal kırıklığı yaratan” büyük takımıydı. Kâğıt üzerinde mükemmel bir kadroya sahip olmalarına rağmen, üst üste gelen sakatlıklar, istikrarsızlıklar ve saha dışı problemler, kulübün potansiyelini sürekli gölgeledi. Geçtiğimiz sezon da bu zincirin bir halkasıydı: Joel Embiid, Paul George, Tyrese Maxey ve Jared McCain gibi kilit isimler sezon boyunca uzun süreli sakatlıklarla boğuştu. Bu eksikler sonucu takımın playoff hedefi erken rafa kalktı ve taraftarın sabrı bir kez daha zorlandı.
Yaz dönemine girildiğinde, 76ers büyük değişiklikler yapma yoluna gitmedi. Takımdan ayrılan tek önemli isim Guerschon Yabusele oldu; onun yerine Trendon Watford eklendi. Ancak bu “sessiz” transfer politikası, yönetimin kadro kalitesine duyduğu güveni de yansıtıyor. Zira sağlıklı bir 76ers, hâlâ Doğu’nun en tehlikeli takımlarından biri olma potansiyeline sahip. Kadroda Joel Embiid ve Tyrese Maxey gibi süperstarlar, Paul George ve Kyle Lowry gibi deneyimli veteranlar, Jared McCain ve VJ Edgecombe gibi genç yetenekler bir arada bulunuyor. Özellikle Edgecombe’un Summer League performansı, geleceğe umutla bakılmasını sağladı.
76ers için en kritik konu, kuşkusuz sağlık ve süreklilik. Embiid’in diz sorunları kronik hale gelmiş durumda ve kulüp, onun maç sayısını sınırlayarak riski minimize etmeyi planlıyor. Ancak bu durum, Philadelphia’nın ritim yakalamasını zorlaştırabilir. Nick Nurse gibi hücumda yaratıcı, savunmada disiplinli bir koça sahip olmak, takım için büyük bir artı. Nurse, özellikle Maxey ve Embiid arasındaki ikili oyunları çeşitlendirmek ve George’un dış şut katkısını maksimuma çıkarmak üzerine bir sistem kurmaya çalışıyor. Ayrıca McCain’in tempolu oyun tarzı ve savunma katkısı, rotasyonda taze enerji sağlayabilir.
Philadelphia’nın avantajı, Doğu Konferansı’nın güç dengelerinin değişmiş olması. Boston Celtics ve Indiana Pacers gibi ekipler sakatlıklarla boğuşurken, Milwaukee Bucks ve Miami Heat de yeniden yapılanma sürecinde. Bu ortam, 76ers için sahneye çıkmak adına uygun bir fırsat yaratıyor. Ancak Embiid’in fiziksel durumu ve takım içi kimyanın oturması, bu fırsatı değerlendirebilmeleri için belirleyici olacak.
⚖️ Genel Değerlendirme: Farklı Yönlerde İlerleyen İki Doğu Devi
Bu mücadele, iki farklı hikâyeyi bir araya getiriyor: yeniden yapılanmaya giren bir Boston Celtics ile şampiyonluk potansiyelini geri kazanmak isteyen bir Philadelphia 76ers. Boston, yıldızsız ama sistem arayışındaki yeni kimliğiyle parkede olacak; Philadelphia ise yıldız dolu ama kırılgan yapısıyla.
Celtics cephesinde gözler Jaylen Brown’ın liderlik kapasitesinde olacak. Onun yanında Simons ve Boucher gibi isimlerin katkısı, Boston’un hücumda ayakta kalıp kalamayacağını belirleyecek. Ayrıca Mazzulla’nın tempoyu nasıl ayarlayacağı da önemli: yüksek tempolu dış şut oyununu mu sürdürecek, yoksa daha kontrollü, içeriden oynanan bir hücum sistemine mi geçecek?
Philadelphia tarafında ise Embiid-Maxey ikilisinin sağlıklı kalması her şeyin temeli. Paul George’un veteran liderliği, Nurse’un stratejik dokunuşlarıyla birleştiğinde 76ers’ın yeniden ligin zirve hattına yaklaşması mümkün. Ancak istikrar, bu takımın hâlâ en büyük handikabı.
Sonuç olarak bu maç, Doğu Konferansı’nda geçmişin devi ile geleceğin arayışındaki takımın buluşması olacak. Celtics için bu mücadele, bir yeniden doğuşun ilk adımı; 76ers içinse “hala buradayız” mesajı verme fırsatı. İki farklı yol, aynı hedef: Doğu’nun zirvesine dönüş.
