Basketbolda büyük takım olmak, yalnızca işler yolunda gittiğinde değil; her şeyin tersine döndüğü anlarda da kazanmayı bilmekle ölçülür.
Turkish Airlines Euroleague‘in son şampiyonu Panathinaikos ise tam olarak bu tanıma uyan bir takım. Geçtiğimiz sezon zirveye ulaşarak kupayı Atina’ya taşıyan Yeşiller, bu sezon boyunca yaşadığı iniş çıkışlara rağmen bir kez daha Final Four biletini cebine koymayı başardı.
Yavaş Başlangıç ve Beklenmeyen Sakatlıklar
Her sezon yeni bir hikâye yazar. Geçtiğimiz yılın kadrosunun neredeyse tamamını koruyan Panathinaikos, 2024-25 sezonuna beklentilerin oldukça altında başladı. İlk 15 maçta yalnızca 8 galibiyet alabilen ekip, kasım ayı sonunda sıralamada 10. basamakta yer alıyordu. Fakat esas kırılma noktası, yılbaşında All-EuroLeague pivotu ve takımın enerji kaynağı Mathias Lessort’un yaşadığı ciddi bacak sakatlığı oldu. Ardından milli oyuncumuz Ömer Faruk Yurtseven’in de sakatlanmasıyla, koç Ergin Ataman’ın rotasyonda kullanabileceği bir pivot bile kalmadı.
Bu durum karşısında Panathinaikos yönetimi, Wenyen Gabriel ve Tibor Pleiss gibi yeni uzunları kadroya dahil ederek boyalı alanı güçlendirmeye çalıştı. Ancak asıl farkı yaratan, EuroLeague sezon MVP’si Kendrick Nunn oldu. Yıldız guard, hem skor üretiminde hem liderlikte sorumluluk alarak takımı adeta sırtladı. Juancho Hernangomez kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçirirken, tecrübeli oyun kurucu Kostas Sloukas da özellikle büyük maçlardaki performansıyla öne çıktı. En dikkat çeken maçlardan biri ise, Final Four’daki rakipleri Fenerbahçe’ye karşı oynadıkları mücadeleydi.
Cedi Osman, Jerian Grant, Wenyen Gabriel ve sakatlıktan dönen Yurtseven gibi tamamlayıcı oyuncular da katkı verince Panathinaikos, play-off’lar için saha avantajını garantiledi. Anadolu Efes’e karşı oynanan beş maçlık zorlu seride ise takım olarak dirençlerini ve tecrübelerini bir kez daha ortaya koydular. Serinin üçüncü maçında Mitoglou, beşinci maçta ise Cedi Osman kariyer performanslarından birini sergileyerek takımı sırtladı.
Kusursuz Değil, Ama Çok Tehlikeli
Panathinaikos’un Final Four yolculuğu ne baskın bir oyunla geldi ne de sezon boyunca sorunsuz bir istikrarla. Ancak tam da bu nedenlerle Atina ekibi, Abu Dabi’deki dörtlü finalin en tehlikeli takımı konumunda.
Takım sezon boyunca hem hücumda hem savunmada zaman zaman zorlandı. Yıldız oyuncular bazı kritik gecelerde beklentilerin altında kaldı. Kadroda sakatlıklarla büyük gedikler açıldı. Ama buna rağmen; Yeşiller, maçların son çeyreklerinde geri dönmeyi başardı. Her zaman bir oyuncu çıkıp kritik anda fark yarattı. Her aksilikte bir başka isim öne çıkıp boşluğu doldurdu.
Ve tüm bu inişli çıkışlı sürecin sonunda, Panathinaikos kendisini olması gereken yerde buldu: Final Four’da.
Koç Ergin Ataman geçtiğimiz günlerde SKWEEK’e yaptığı açıklamada, uzun süredir forma giyemeyen Lessort’un yarı finalde oynayabileceğini doğruladı. Bu haber, Yunan temsilcisine fiziksel anlamda çok şey katacağı gibi, mental olarak da takımı yukarıya taşıyabilir.
Ama Lessort oynasa da oynamasa da, son şampiyona karşı kim kolay kolay bahis oynar ki?
Panathinaikos, mücadele ettiği her kulvarda zirveyi hedefleyen bir organizasyon. Ve şimdi, bir kez daha Avrupa’nın en büyüğü olma yolunda yalnızca iki galibiyete ihtiyaçları var.
Panathinaikos, sezon boyunca mükemmel değildi ama hala buradalar.
Ve bu, onların ne kadar güçlü bir karaktere sahip olduklarını, aynı zamanda bir şampiyonun yüreğine sahip olduklarını gösteriyor.
Kaynak: Euroleaguebasketball.net
