NBA Batı Konferansı mücadelesinde Los Angeles Lakers 1 Aralık Pazartesi günü saat 05:30’da New Orleans Pelicans ile karşılaçacak. Gelin bu zorlu karşılaşma öncesinde takımların durumlarını birlikte mercek altına alalım, keyifli okumalar.
🏠 Los Angeles Lakers: Yükseliş Modunda, Potansiyelini Yeni Yeni Gösteren Bir Makine 🚀
Los Angeles Lakers sezonun en formda takımlarından biri haline gelmiş durumda. Son altı maçını kazanarak 14–4’lük dereceleriyle Batı Konferansı’nın zirve yarışında kendilerine sağlam bir yer edinen Lakers, son olarak Dallas Mavericks’i 129–119 mağlup ederek hücumda ne kadar üst düzey bir işleyişe sahip olduklarını bir kez daha kanıtladı. Bu sezon ligin en iyi beşinci hücum verimliliğine sahip olmaları, özellikle tempo, spacing ve bireysel yıldız performanslarının doğru harmanlanmasından kaynaklanıyor. Luka Doncic – Austin Reaves tandemi, sezon başından bu yana ligin en etkili ikililerinden biri olarak öne çıkarken, takımın genel ritmi bu ikilinin üretimi üzerinden şekilleniyor.
Bununla birlikte Lakers’ın hala çözmesi gereken önemli yapısal problemler bulunuyor. Ribaund konusunda ligin alt sıralarında yer almaları (46 ribaund ortalaması) özellikle rakiplere ikinci şans pozisyonları vermeleri açısından ciddi bir zayıflık yaratıyor. Ayrıca top kayıplarında ligin en kötü üçüncü takımı olmaları, temponun arttığı anlarda oyunun ritminin kolayca bozulmasına yol açabiliyor. Üçlük yüzdesinin sadece %34.9 olması da, kadroda şut istikrarı yüksek isimler bulunmasına rağmen performansın potansiyelin altında kaldığını gösteriyor. Öte yandan Luka Doncic’in 35.1 sayı – 8.5 ribaund – 9.7 asist gibi MVP seviyesinde bir istatistikle oynaması, takımın hücum yükünü büyük oranda üstlendiğini ortaya koyuyor. Austin Reaves’in 28.5 sayı ortalamasıyla sezona damga vurması ve son Dallas maçında 38 sayı – 8 ribaundluk performansıyla yıldız seviyesine yükseldiğini göstermesi Lakers’ın tavanını daha da yukarı taşıyor. Rui Hachimura’nın üçlük isabeti ve LeBron James’in dört maçlık kısıtlı süre sonrasında ritmini bulmaya başlaması, Lakers’ın mevcut formunun daha da yukarı çıkabileceğinin habercisi niteliğinde.
🛫 New Orleans Pelicans: Çıkış Arayan, Kimliğini Kaybetmiş Bir Yapı ⚠️
New Orleans Pelicans için sezon adeta bir kabus gibi geçiyor. Son 12 maçın sadece birini kazanmaları ve 3–17’lik dereceye gerilemeleri, Pelicans’ı ligin en çok sorun yaşayan takımlarından biri haline getirdi. Golden State Warriors karşısında gelen 96–104’lük yenilgi, takımın gidişatında bir değişim olmadığını ve yapısal problemlerin daha da derinleştiğini gösteriyor. Bu sadece kötü sonuçlardan ibaret bir süreç değil; takımın oyun planının, rotasyon yönetiminin ve kimliğinin tamamen çöktüğü bir dönemden söz ediyoruz. Hücumda ligin en kötü beşinci verimliliğine sahip olmaları ve savunmada dördüncü en kötü takım olmaları, iki yönlü oyunun tamamen tıkandığını ortaya koyuyor. Şut yüzdelerinin düşük olması, yarı saha üretiminin yetersiz kalması ve etkili bir oyun kurucu liderliğinin olmaması, Pelicans’ın neden bu seviyede bocaladığının temel nedenlerini oluşturuyor.
Zion Williamson’ın takıma dönmesi bir umut ışığı yaratsa da, bu umut kısa sürede kayboluyor. Zion’ın sakatlık geçmişi ve bu sezon oynadığı sınırlı maç sayısı, takımın onun üzerine düzenli bir yapı kurmasını zorlaştırıyor. 22.1 sayı – 5.6 ribaund ortalamaları değerli olsa da, Pelicans’ın eksiklerini kapatmaya yetmiyor. Trey Murphy’nin 19.7 sayı ortalamasıyla takımın en istikrarlı isimlerinden biri olması, hücum açısından çok önemli bir katkı sağlıyor. Saddiq Bey’in 12.7 sayı – 5.9 ribaund ortalamalarıyla sık sık double-double seviyesine yaklaşması da olumlu bir detay. Ancak Jordan Poole’un sadece yedi maçta forma giymesi, Jose Alvarado ile Jeremiah Fears’ın istikrarsız performansları ve rol oyuncularının genel olarak büyük dalgalanmalar göstermesi Pelicans’ın derinlik problemini daha da derinleştiriyor. Neredeyse her maç farklı bir beşle, farklı bir oyun planıyla oynayan Pelicans’ın organizasyonel anlamda bir yol ayrımına geldiği açıkça görülüyor.
🔎 Genel Değerlendirme: Formda Lakers – Arayış İçindeki Pelicans
Bu karşılaşma, iki takımın sezon gidişatı arasında keskin bir zıtlık sunuyor. Lakers ligdeki en formda takımlardan biri olarak hem hücumda hem de bireysel yıldız performanslarında tavanını yükseltmiş durumda. Reaves ve Doncic’in yüksek verimliliği, LeBron’un yavaş yavaş ritim bulması ve hücum verimliliğinin ligin üst basamaklarında yer alması, Lakers’ın maçlara yüksek özgüvenle çıkmasını sağlıyor. Eksikleri olsa da takımın potansiyeli belirgin şekilde yukarı yönlü.
Pelicans ise bunun tam tersi bir noktada konumlanıyor. Hem yapısal hem mental olarak çöküşte olan bir kadro, düşük verimlilik, istikrarsız üretim ve savunma problemleri Pelicans’ın oyunu belirli bir seviyede tutmasını bile zorlaştırıyor. Zion ve Murphy gibi bireysel ışıklar olsa da takım geneli açısından sahada kolektif bir uyumdan söz etmek zor.
Sonuç olarak, hücum verimliliği yükselen, yıldız uyumu güçlenen Lakers ile kimliğini arayan, istikrarsız Pelicans arasında oynanacak bu mücadele; oyunun ritmi, hücum temposu ve bireysel yıldız performanslarının baskınlığı üzerinden şekillenecek. Lakers’ın form düzeyi ile Pelicans’ın yaşadığı ciddi sorunlar arasındaki fark, maçın genel dinamiklerini belirleyecek temel unsur olacak.
