Bu yazıda 2020-21 NBA sezonu öncesi takım değerlendirmelerinde merkez grubunu mercek altına alacağım. İlk yazıyı Atlantik grubu için kaleme almıştım. İlgilenenler bu bağlantıya tıklayarak bu yazıya ulaşabilir.
Milwaukee Bucks:
Gidenler: Eric Bledsoe, George Hill, Ersan İlyasova, Wesley Matthews, Sterling Brown, Robin Lopez, Marvin Williams
Gelenler: Jrue Holiday, Bobby Portis, D.J. Augustin, Jaylen Adams
NBA Draft: Jordan Nwora, Sam Merrill
Milwaukee Bucks hayal kırıklığıyla biten sezonun ardından yaz döneminde takımın yapısında önemli değişiklikler yaptı. Önce New Orleans Pelicans’tan takasla Jrue Holiday’i kadroya kattılar. Bogdan Bogdanovic’i ellerinden kaçırmaları onlar için kötü oldu. Ellerindeki kadroda topa yön verebilecek all-star seviyesinde üç oyuncuya sahipler. Jrue Holiday oyunun her iki yönünde de takıma katkı verebilen ve fiziğiyle 1-3 arası her pozisyonu savunabilen özel bir oyuncu. Eric Bledsoe’ya oranla karar verme bahsinde çok daha başarılı olduğuysa kesin.
Geçtiğimiz yıl normal sezonda ligin en başarılı savunmasına sahip Milwaukee Bucks, play-off yarı final serisinde Miami Heat karşısında 4-1 elenirken defansif anlamda en kötü performansını ortaya koydu. Koç Mike Budenholzer’ın normal sezondaki maç stratejisine bağlı kalarak Giannis Antetokounmpo’nun tepeden oynadığı birebir ve ikili oyunlar üzerinden hücumu organize etmesi takımı rakipler için tahmin edilebilir kıldı. Geçtiğimiz sezon çıkış gösteren Donte DiVincenzo bu sezon mevcut kadro yapısında daha çok süre bulacaktır. Bucks için bu sezon elde edilecek başarıdan çok daha önemli olan konuysa Antetokounmpo’nun takımda kalıp kalmayacağı olacak. İki kez üst üste MVP seçilen yıldız oyuncunun büyük olasılıkla takımda kalması bekleniyor.
Geçtiğimiz sezonu 56 galibiyet 17 mağlubiyetle lig birincisi olarak tamamlayan Bucks son iki yılda normal sezonda ligin en dominant takımı oldu. Bu sezon kadrolarında önemli revizyon yaptılar fakat ellerinde geçtiğimiz yıla göre daha dar bir rotasyon olacak. Doğu konferansında şimdiden en güçlü şampiyonluk adayı konumundalar fakat onlar için asıl belirleyici olacak play-off basketboluna adapte olup olamayacakları.
Indiana Pacers:
Gidenler: T.J. Leaf, Naz Mitrou-Long, Alize Johnson
Gelenler: Kelan Martin
NBA Draft: Cassius Stanley
Geçtiğimiz sezonu yaşanılan onca sakatlığa rağmen doğu konferansında dördüncü bitiren Indiana Pacers play-off ilk turunda Miami Heat’e süpürülmekten kurutulamadı. Sezon arasında koç Nate McMillan ile yolları ayıran Pacers başantrenörlük görevine Raptors’da Nick Nurse’ın yardımcılığını yapan Nate Bjorkgren’i getirdi. Takımın sezon arasında yaptığı en dikkat çekici hamle de bu oldu.
Indiana Pacers geçtiğimiz iki sezon sakatlıklardan en çok çeken takımlarından biriydi. Victor Oladipo 2019 sezonunda diziden sakatlandıktan sonra bu yıl parkelere dönse de takıma yarardan çok zarar verdi. Onlar adına sevindirici olan konuysa Oladipo’nun yokluğunda özellikle bubble performansıyla göz kamaştıran T.J. Warren’ın performansı oldu. Warren geçtiğimiz sezon üç sayılık atış yüzdesini yukarı çekmeyi başarırken sorunlu olan savunmasını da kabul edilebilir seviyeye taşımayı başardı. Malcolm Brogdon için takımın saha içi organizatörü olarak özellikle play-off döneminde iyi iş ortaya koydu.
Fakat Indiana Pacers kağıt üzerinde iyi bir beşe sahip olmasına rağmen bench derinliği olmayan bir takım. Sezon arasında bu sorunu düzelttiklerini söylemek oldukça güç. Öte yandan geçtiğimiz sezonun önemli bölümünü sakat geçiren Jeremy Lamb, Domantas Sabonis gibi oyuncuların rotasyona katılmasıyla birlikte Pacers doğuda play-off için olağan şüpheliler arasında yer alacaktır.
Chicago Bulls:
Gidenler: Khris Dunn, Shaquille Harrison
Gelenler: Garrett Temple, Noah Vonleh, Zach Norvell
NBA Draft: Patrick Williams, Marko Simonovic
Chicago Bulls sezon arasını hareketli geçirmesini beklediğim takımlardan biriydi. Eski EuroLeague efsanesi Arturas Karnisovas’ı basketboldan sorumlu başkan yardımcılığına getirmeleri bunun bir kanıtıydı. Jim Boylen’dan boşalan koçluk görevine Oklahoma City Thunder’dan ayrılan Billy Donovan’ı getirdiler. Fakat hem NBA draftinde yaptıkları Patrick Williams tercihi hem de serbest oyuncu piyasasında suskun kalmaları beklentileri bir tık aşağıya çekti.
Chicago Bulls geçtiğimiz sezon kadro kalitesine oranla beklentilerin oldukça altında kaldı. Genç yıldız adayı Laurie Markkanen sağlıklı kalamadığı için halen beklenilen çıkışı yapamadı. Koç Jim Boylen ile oyuncular arasında yaşanan iletişim problemleri geçtiğimiz sezon gündemden düşmedi. Takımın ana skor opsiyonu Zach Lavine bir türlü istikrar yakalayamadı. Wendell Carter Jr ise sakatlıklardan dolayı geride kalan iki sezonda sadece 85 maça çıkabildi.
Geçen sezon takım için en önemli gelişme çaylak Coby White’ın gösterdiği çıkıştı. Koç değişikliğiyle birlikte Bulls’un bu sezon bir tık daha rekabetçi olacağını öngörmek zor değil. Billy Donovan elindeki malzemeden maksimum verim almayı bilen tecrübeli bir koç. Fakat biraz muhafazakar bir antrenör olduğunu unutmamak lazım. Boylen döneminde takımın yaşadığı sıkıntı savunmada iyi performans sergilemelerine rağmen hücumda yaşadıkları kısırlıktı. Normal sezonda ligin en Golden State Warriors’dan sonra en verimsiz hücum eden takımı oldular ki aslında savunma verimliliğinde lig sekizincisi olmasalar sezon onlar adına daha kötü sonlanabilirdi. Bu sezon Bulls’a dair fazla bir ümit taşımamakla beraber koç ve konferans faktörüyle geçen sezonki performanslarının üstüne çıkmalarını bekliyorum.
Detroit Pistons:
Gidenler: Trevor Ariza, Dwayne Dedmon, Bruce Brown, Luke Kennard, Christian Wood, Khyri Thomas, Tony Snell, Justin Patton
Gelenler: Jerami Grant, Dzanan Musa, Delon Wright, Mason Plumlee, Jahlil Okafor, Josh Jackson, Wayne Ellington
NBA Draft: Killan Hayes, Saddiq Bey, Saben Lee, Isaiah Steward
Detroit Pistons yeniden yapılanma yoluna girdiği geçtiğimiz sezon ortasından bu yana kadrosunda önemli değişiklikler yaptı. Sezon arasında Luke Kennard’ı draft hakkı ve Dzanan Musa karşılığında LA Clippers’a yolladıktan sonra iyi bir tamamlayıcı parça olan Jerami Grant ile anlaşma sağladılar. Fakat ellerinde Derrick Rose ve yaşadığı diz sakatlıklarından sonra form durumu belli olmayan Black Griffin dışında ümit vadeden bir parça yok.
NBA draftinde Killan Hayes’ı seçerek iyi ikili oyun oynayan bir oyun kurucuya kavuştular. Ayrıca bir diğer draft seçimi Saddiq bey iyi bir şutör olarak dikkat çekiyor. Fakat takımın mevcut kadrosu oldukça yetersiz. Dwane Casey yönetiminde bu sezonu da yeniden yapılanma yolunda çöpe atacaklar. Üstelik son iki sezonda takımdan ayrılan Andre Drummond ve Luke Kennard gibi “değerli” parçaları neredeyse bedavaya elden çıkardılar. Kadro kalitesi düşünüldüğünde Detroit Pistons ligin en zayıf halkalarından biri. Sezonu son üç sıra içinde tamamlamalarını bekliyorum.
Cleveland Cavaliers:
Gidenler: Jordan Bell, Alfonso McKinnie, Tristan Thompson, Ante Zizic
Gelenler: JaVale McGee, Rayjon Tucker, Damyean Dotson
NBA Draft: Isaac Okoro
Cleveland Cavaliers geçtiğimiz sezonu 19 galibiyet 46 mağlubiyetle doğu konferansının dibinde noktaladı. NBA draftinde beşinci sıradan kanat oyuncusu Isaac Okoru’yu seçtiler. Özellikle savunmasıyla dikkat çeken Okoro hücumdaysa açık alanda atletik yetenekleriyle sayı bulan bir oyuncu. Okoro’nun gelişiyle Cedi Osman önümüzdeki sezon rotasyonda daha az şans bulabilir. Bu hamle dışında Cavaliers kontratı sona eren Tristan Thompson’ı kaybetti. Geçtiğimiz sezon arasında takıma katılan Andre Drummond ise kontratında bulunan oyuncu opsiyonunu kullanarak takımda kaldı.
Cavaliers geçtiğimiz sezon dibe oynayan takımlar arasında hem hücum hem de savunma verimliliğinde ligin son beş sırasında yer aldı. Takımda ciddi bir oyun kurucu problemi bulunuyor. Cavaliers asist/top kaybı oranında ligin en kötü ekibi konumunda. Colin Sexton ve Darius Garland takımı oynatmaktan ziyade kendi skorlarına odaklanan oyuncular. Geçtiğimiz sezon Jordan Clarkson takasında takıma katılan Dante Exum ise sağlık problemleri sebebiyle son 3 sezonda sadece 91 maça çıkabildi. Kevin Love artık all-star kalibresindeki günlerinden oldukça uzakta.
Cavaliers için gelecek pek parlak gözükmüyor. Takım olarak maç içinde konsantrasyonlarını çok kolay kaybedebiliyorlar ve oyundan çok çabuk düşebiliyorlar. Geçtiğimiz sezon oynadıkları 65 maçta rakiplerinden ortalama 7.9 sayı fark yiyerek bu alanda en kötü üçüncü takım oldular. Kısaca özetlemek gerekirse Cavs’ın kaderi 2021 sezonunda da değişecek gibi gözükmüyor.
