21 Ekim 2025

Maç Önİzlemesi: Zalgiris Kaunas – Olimpia Milano (16.10.25)

Euroleague 5. hafta mücadelesinde Zalgiris Kaunas 16 Ekim Perşembe günü saat 20:00’da Olimpia Milano ile karşılaşacak.

Zalgirio Arena’da oynanacak ve S Sport ekranlarından canlı olarak yayınlanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.

🏠 Zalgiris’in Güçlü Başlangıcın Ardından Belgrad’da Tökezlemesi

Ev sahibi Zalgiris Kaunas, sezona mükemmel bir giriş yaparak ilk üç EuroLeague maçını kazanmış ve tek namağlup takım konumuna gelmişti. Ancak bu ivme, Belgrad deplasmanında Kızılyıldız’a 88-79 kaybedilen maçla son buldu. Koç Tomas Masiulis yönetimindeki ekip, bu karşılaşmada uzun süre oyunun içinde kaldı fakat son çeyrekte Jordan Nwora’nın bireysel performansına çözüm üretemedi. Zalgiris, genel anlamda organize hücumlar üretse de top kayıplarının fazlalığı ve savunmadaki düşen agresiflik sonucu fark yedi. Bu mağlubiyet, takımın yapısal zaaflarından çok, deplasmanda fiziksel bir rakibe karşı o gün özelinde yaşadığı enerji düşüklüğüyle açıklanabilir.

Yine de Litvanya temsilcisi hala ligin zirvesinde ve Milano karşılaşmasına yüksek özgüvenle çıkacak. Zalgiris’in sezon başındaki başarısının anahtarı, guard rotasyonundaki denge ve savunma disiplini. Sylvain Francisco, Nigel Williams-Goss ve Maodo Lo üçlüsü, temposu yüksek ama aynı zamanda kontrollü bir oyun kurma yapısı sergiliyor. Özellikle Francisco’nun hızını Goss’un oyun aklıyla birleştiren Zalgiris, geçiş hücumlarında büyük tehdit oluşturuyor. Ancak Belgrad maçında bu üçlünün yanında Moses Wright’tan yeterli destek alınamadı. Potada etkili olamayan Wright’ın düşen formu, takımın savunma direncini aşağı çekti. Yedek kulübesinden gelen katkı da sınırlı kalınca, Zalgiris skoru dengeleyemedi. Buna rağmen takımın genel yapısı oturmuş durumda; Masiulis’in oyuncularından istediği mücadele seviyesi ve kimya, sezonun en dikkat çekici hikâyelerinden biri haline geliyor.

Eksikler: Dovydas Giedraitis

🏀 Milano’nun Çöküşü ve Hücumdaki Tıkanma

Konuk ekip Olimpia Milano, son yıllarda olduğu gibi bu sezona da tutuk başladı. Şu anda 1-3 derecesine sahip olan İtalyan devi, son olarak Münih’te oynadığı karşılaşmada sadece 53 sayıda kalarak EuroLeague tarihinin en kötü hücum performanslarından birine imza attı. Bu kadar düşük bir skor, takımın mevcut hücum düzeninin ne kadar tıkanmış olduğunu açıkça gösteriyor. Eksikler vardı; Zach LeDay ve Josh Nebo oynamadı. Ancak bu durum, takımın top paylaşımı ve üretkenlik eksikliğini mazur göstermek için yeterli değil. Münih karşısında Devin Booker pota altında Milano’ya karşı büyük üstünlük kurarken, Messina’nın öğrencileri boyalı alanı korumakta da hücumda değerlendirmekte de başarısız oldular.

En büyük problem, guard hattının verimsizliği. Lorenzo Brown ve Marko Guduric ikilisi, beklentilerin çok altında kaldı. Özellikle Guduric, bu yaz büyük yatırım yapılan bir transfer olmasına rağmen, oyunun iki yönünde de katkı veremedi. Milano’nun set hücumları neredeyse hiç işlemiyor; dış şutlar düzensiz, iç-dış bağlantılar kopuk, top dolaşımı yavaş. Armoni Brooks ve Leandro Bolmaro gibi isimler de beklenen enerjiyi getiremeyince, hücumda statik bir yapı ortaya çıktı. Ayrıca bench katkısının neredeyse sıfıra inmesi, Milano’nun maç içinde rotasyon derinliğini kullanamamasına yol açıyor. Bu tablo, koç Ettore Messina için ciddi bir uyarı niteliğinde; takım artık “bireysel yeteneklere dayalı oyun” anlayışından çıkıp yeniden kolektif kimliğe dönmek zorunda.

Eksikler: Lorenzo Brown, Vlatko Cancar, Josh Nebo, Leonardo Tote, Zach LeDay

🔥 Genel Değerlendirme

Zalgiris ile Milano’nun mevcut durumları, EuroLeague’de iki farklı yönelimi temsil ediyor. Zalgiris, sınırlı bütçesine rağmen sistem basketbolunun gücünü gösteren bir örnek. Tomas Masiulis, oyuncularından maksimum verimi almayı başarıyor; özellikle savunma prensipleri, ribaund disiplini ve tempo kontrolü açısından takım Avrupa’nın en kompakt yapılarından biri. Kızılyıldız maçında yaşanan mağlubiyet, aslında bu yapının kırılganlığını değil, deplasman şartlarında mental olarak zorlandıklarını gösterdi. Takımda hala çok yönlü oyun kurucular, dinamik forvetler ve fiziksel uzunlar var; bu da onları her maçta rekabetçi kılıyor.

Milano cephesinde ise tablo tam tersine dönmüş durumda. Kağıt üzerinde yıldızlarla dolu bir kadro olsa da saha içi bütünlük eksikliği, onların en büyük sorunu. Hücumda tempo kaybı ve yaratıcı eksikliği, savunmada da iletişim kopuklukları göze çarpıyor. Eğer Milano kısa sürede organizasyonel yapısını toparlayamazsa, sezonun başında belirlenen hedeflerden hızla uzaklaşabilir. Guduric’in liderlik rolünü üstlenmesi, Nebo’nun dönüşüyle birlikte pota altındaki sertliğin yeniden kazanılması bu süreçte belirleyici olacak.

Genel olarak bakıldığında, Zalgiris’in takım kimyası ve savunma karakteri, Milano’nun bireysel yıldızlardan oluşan ama sistemsiz görüntüsüne göre çok daha oturmuş bir yapı sunuyor. Zalgiris, her maçta rakibini enerjisiyle zorlayan, disiplinli bir takım olmayı sürdürüyor. Milano ise yeniden kimlik kazanmak için rotasını bulmak zorunda. Bu karşılaşma, yalnızca bir EuroLeague maçı değil; sistematik istikrarla bireysel kalitenin çatışması anlamına geliyor — ve şu anda istikrarın tarafı Zalgiris.