FIBA Şampiyonlar Ligi D grubu 3. maçında temsilcimiz Galatasaray, Yunanistan’da Promitheas‘a konuk oluyor.
23 Ekim Çarşamba günü saat 19:30’da başlayacak karşılaşmayı basketbolseverler Tivibu Spor 1 ekranlarında canlı olarak izleyecekler.
Promitheas’da son durum
Promitheas, sezona zorlu bir başlangıç yapmış olsa da Nymburk mağlubiyetinin ardından toparlanarak her iki turnuvada üst üste üç galibiyet elde etti. Ancak Aris’e karşı alınan 86-75’lik mağlubiyet, takımın süreklilik sağlamada zorlandığını gösteriyor. Yaz döneminde Michalis Lountzis gibi deneyimli EuroLeague oyuncuları ve yetenekli Amerikalılarla takviyeler yaparak ilginç bir kadro oluşturdular. Lountzis, Aris maçında 16 sayı, 6 ribaunt ve 4 asistle takımın en parlak performanslarından birini sergileyerek dikkat çekti. Jordan Walker da takımın istikrarlı isimlerinden biri olarak her maçta çift haneli skor üretti.
Promitheas, üç sayı çizgisinin gerisinden yaptığı atışlara oldukça güveniyor ve bu Yunanistan Ligi’nde onları en çok üçlük deneyen takımlar arasında konumlandırıyor. Ancak, Aris karşısında şut isabet oranının %31’e düşmesi, takımın alternatif hücum planları geliştirme ihtiyacını ortaya koydu. Kenny Williams gibi oyuncuların performansındaki dalgalanmalar, takımın hücum çeşitliliğini etkiliyor ve Williams’ın formunu bulması, Promitheas’ın çok yönlülüğünü artırabilir. Bu dalgalanmalar, takımın şut isabetinin düşmesi halinde skor üretme konusunda sıkıntı yaşamasına neden oluyor.
Promitheas’ın Galatasaray’a karşı oynayacağı maçta öncelikli hedef, topu daha iyi hareket ettirerek boyalı alandan daha fazla skor üretmeye çalışmak olacak. Üçlük atışlara aşırı bağımlılık, rakipler tarafından iyi analiz edilirse Promitheas’ın hücum gücünü sınırlayabilir. Bu nedenle, boyalı alanda skor üretme kapasitesini artırmak, takımın oyununu çeşitlendirmesi ve rakiplerin savunma direncini kırması açısından kritik olacak.
Galatasaray’da son durum
Galatasaray, sezonun başında zorluklarla karşılaşsa da son olarak Bahçeşehir karşısında elde ettiği 80-86’lık galibiyetle biraz toparlanmış görünüyor. FIBA Şampiyonlar Ligi’nde Vechta karşısında alınan galibiyetin ardından üst üste üç mağlubiyet yaşamaları, takımın performansındaki istikrarsızlığı ortaya koydu. Özellikle evlerinde Nymburk’a karşı aldıkları 75-87’lik yenilgi dikkat çekiciydi. Diğer mağlubiyetlerde ise Galatasaray genellikle son anlarda kaybederek galibiyeti kaçırdı. Yaz döneminde yapılan kapsamlı kadro değişiklikleri, takım kimyasının henüz tam olarak oturmadığını gösteriyor. Özellikle boyalı alanda Ebuka Izundu ve Angel Delgado gibi güçlü pivotlara sahip olmaları kağıt üzerinde büyük bir avantaj sunuyor. Delgado, Bahçeşehir karşısında sergilediği 14 sayı ve 11 ribauntluk performansla bu potansiyeli kanıtladı.
Galatasaray’ın sezon başındaki hücum sorunları ise takımın potansiyeline kıyasla şaşırtıcı. Otis Livingston gibi Almanya Bundesliga’da kendini kanıtlamış, MVP seçilmiş bir oyun kurucunun hala alışma sürecinde olması ve geçen sezonki formuna ulaşamamış olması takımın hücumunu kısıtlayan faktörlerden biri. James Palmer’ın ise gelişim göstererek Bahçeşehir karşısında 14 sayılık katkı yapması, takımın hücum potansiyelini artıran olumlu bir gelişme oldu. Ancak bu bireysel performanslar, takımın genel hücum sistemindeki eksikleri tamamen kapatmaya yetmiyor. Topu iyi dolaştırmalarına rağmen şut isabet oranlarındaki düşüklük, Galatasaray’ın hücumda verimsiz kalmasına yol açtı.
Galatasaray’ın bu durumu tersine çevirmesi için şut seçimlerini daha iyi uygulayıp verimliliğini artırması gerekiyor. Bireysel yetenekler açısından kaliteli bir kadroya sahip olmalarına rağmen, hücum fırsatlarını yeterince değerlendirememeleri galibiyet yolunda en büyük engel olarak öne çıkıyor. Delgado’nun boyalı alandaki gücü ve Palmer’ın dışarıdan skorer katkıları, takımın hücum dengesini sağlayabilir. Eğer bu iki oyuncunun etrafında iyi bir oyun planı geliştirir ve şut isabet oranlarını yükseltirlerse, Galatasaray’ın önümüzdeki maçlarda daha güçlü bir performans sergileme potansiyeli yüksek.