NBA Doğu Konferansı mücadelesinde Philadelphia 76ers, Wells Fargo Center’da New York Knicks‘i konuk ediyor.
2 Nisan Çarşamba günü saat 02:30’da başlayacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.
New York Knicks: Beklentiler Yüksek, İstikrar Eksik
Sezona şampiyonluk parolasıyla giren New York Knicks, Doğu Konferansı’nda 47 galibiyetle üçüncü sırada yer alarak hedeflerine matematiksel olarak oldukça yakın gözüküyor. Ancak oyunlarının istikrarsızlığı, onları gerçek anlamda bir şampiyonluk adayı olarak görmekte tereddüt yaratıyor. Son maçta Portland Trail Blazers karşısında alınan 110-93’lük rahat galibiyet, bir moral kaynağı oldu. Yine de güçlü rakiplere karşı alınan sonuçlar, Knicks’in hâlâ önemli eksikleri olduğunu gösteriyor.
Brunson’ın Yokluğu ve Etkileri
Mart ayının başından bu yana en önemli oyuncuları Jalen Brunson’dan yoksun olmaları, takımın genel ritmini etkiledi. Sezon boyunca 26.3 sayı ve 7.4 asist ortalamalarıyla oynayan Brunson, hücumun beyni ve lideri konumunda. Yokluğunda oyun akıcılığı zaman zaman sekteye uğrasa da, kadroya yaz aylarında katılan Karl-Anthony Towns ve Mikal Bridges’ın performansları bu boşluğu kısmen kapatmayı başardı. Özellikle Towns’ın 24.3 sayı – 12.8 ribaund ortalamalarıyla çift yönlü katkısı dikkat çekici.
Playoff’lar Öncesi Kritik Sorular
Knicks’in temel sorunu, ligdeki üst düzey takımlara karşı henüz güven veren galibiyetler alamamış olmaları. Savunmada disiplinli olsalar da, hücumda zaman zaman üretkenlik problemi yaşıyorlar. Özellikle Brunson’ın dönüşüyle birlikte hem tempoyu hem de dış şut yüzdesini artırmaları şart. Mikal Bridges’ın istikrar yakalaması ve Josh Hart gibi tamamlayıcı oyuncuların katkısı, New York temsilcisinin play-off başarısında belirleyici olacak. Bu yapı, kağıt üzerinde etkileyici olsa da, gerçek test Nisan ve Mayıs aylarında verilecek.
Philadelphia 76ers: Büyük Umutlarla Başlayıp Hayal Kırıklığıyla Biten Sezon
Sezona şampiyonluk parolasıyla giren Philadelphia 76ers, belki de beklentileri en fazla boşa çıkaran takım oldu. Doğu Konferansı’nda 23 galibiyet – 52 mağlubiyet ile 13. sırada yer alıyorlar ve sekiz maçlık mağlubiyet serileriyle birlikte sezonu adeta bitmiş gibi oynuyorlar. Son olarak Toronto Raptors’a evlerinde 127-109 kaybetmeleri, takımın mental ve fiziksel olarak ne kadar dağılmış olduğunu gözler önüne serdi.
George ve Embiid Hayal Kırıklığı Yarattı
Geçtiğimiz yaz Paul George’un kadroya katılması, taraftarlarda büyük heyecan yaratmıştı. Ancak hem George hem de Joel Embiid sezon boyunca sakatlıklarla boğuştu ve sahada yer aldıklarında da beklentilerin uzağında kaldılar. Yıldız ikiliden beklenen liderlik ve katkı gelmeyince takımın kimyası bir türlü oturmadı. Özellikle savunmada yaşanan dağınıklık dikkat çekiyor. 76ers, 100 pozisyon başına 118.7 sayı yiyerek ligin en kötü dördüncü savunmasına sahip. Hücumda da işler yolunda gitmiyor; 112.4 ortalama ile ligin en kötü ilk 10 hücum takımı arasında yer alıyorlar.
Maxey’nin Parlayan Sezonu ve Geleceğe Dair Sinyaller
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Tyrese Maxey’nin performansı sezonun belki de tek olumlu yanı oldu. 26.3 sayı ortalamasıyla oynayan genç yıldız, sadece sayı üretimiyle değil, dinamizmiyle de takımın hücum gücünü ayakta tutmaya çalıştı. Onun etrafında yeniden yapılanmak, Philadelphia için makul bir yol olabilir. Yaz aylarında yapılacak kadro revizyonu, hem Embiid’in geleceği hem de teknik kadro açısından belirleyici olacak. Bu sezon, 76ers adına kayıp yıl olarak tarihe geçerken, geleceğin planlaması bugünden başlamalı.
