NBA Doğu Konferansı mücadelesinde Philadelphia 76ers Cumartesi günü saat 02:00’da Boston Celtics ile karşılaşacak.
Wells Fargo Center’da oynanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarını birlikte mercek altına alalım, keyifli okumalar.
🔵 Philadelphia 76ers: Doğru Parçalar Nihayet Bir Arada 🔥
Philadelphia 76ers, sezona Doğu Konferansı’nın en etkileyici ekiplerinden biri olarak girdi. Şu ana kadar oynadıkları dört maçın dördünü de kazanarak namağlup unvanını koruyorlar. Üstelik bu galibiyetler zayıf takımlara karşı değil: Boston Celtics, Charlotte Hornets, Orlando Magic ve Washington Wizards gibi farklı stillere sahip ekipler karşısında kazandılar. Yeni sezon, geçen yılki hayal kırıklığının ardından koç Nick Nurse’ün sisteminin oturmaya başladığını gösteriyor. Takım artık hem hücumda hem savunmada çok daha dengeli bir yapı sergiliyor.
Hücumda rakamlar başlı başına bir gösterge: 129.3 sayı ortalamasıyla NBA’in ikinci en skorer takımı. Üç sayılık isabet oranında da ligin zirvesindeler (%41.9), bu da spacing ve top paylaşımındaki gelişimin açık bir kanıtı. Nurse’ün hücum sistemi, hızlı tempoya ve erken şut kararlarına dayanıyor; bu sayede Philadelphia artık statik bir yarı saha takımı değil. Ayrıca savunmada da ilerleme kaydedildi: takım blok ortalamasında ikinci, bu da çember savunmasının Drummond ve Embiid ikilisiyle yeniden güç kazandığını gösteriyor.
Ancak bu sistemin merkezinde Tyrese Maxey var. Genç yıldız adeta sezona fırtına gibi girdi — maç başına 37.5 sayı ve 8.3 asist ortalamalarıyla oynuyor. Maxey’nin sadece skorer değil, aynı zamanda pas yönlendirici bir lider kimliğe evrildiğini görüyoruz. Onun yanında sürpriz bir şekilde parlayan isim ise çaylak VJ Edgecombe. 22.3 sayı ortalamasıyla oynayan Edgecombe, hücumda istikrarlı bir ikinci opsiyon haline geldi. Kelly Oubre Jr. da 17.8 sayı ve 6.5 ribaundla iki yönlü katkı vermeye devam ediyor.
Bununla birlikte, takımın en büyük yıldızı Joel Embiid henüz ritmini bulabilmiş değil. İlk Boston maçında yalnızca dört sayı atması, hem fiziksel olarak tam hazır olmadığının hem de yeni sistemde rolünü aradığının göstergesi. MVP formundaki Embiid’in henüz sahada olmaması, Philadelphia’nın bu güçlü başlangıcını daha da etkileyici hale getiriyor. Paul George ve Jared McCain sakatlıkları ise rotasyonu daraltsa da, takımın kolektif enerjisi bu eksikleri şu ana kadar iyi kapatmış durumda.
🟢 Boston Celtics: Tatum’suz Düzende Arayış Devam Ediyor 🌀
Boston Celtics için sezonun ilk haftaları oldukça çalkantılı geçti. İlk üç maçlarını (Philadelphia, New York, Detroit) kaybettikten sonra New Orleans Pelicans ve Cleveland Cavaliers karşısında kazanarak bir nebze nefes aldılar. Bu dalgalı başlangıç, aslında takımın mevcut kadro yapısını ve Jayson Tatum’un yokluğunun ne kadar belirleyici olduğunu net biçimde gösteriyor.
Boston bu sezon hücumda alışılmış şut düzenini korusa da verimlilikte ciddi düşüşler yaşıyor. Takım, Golden State Warriors’ın ardından en fazla üçlük atan ekip konumunda, ancak üçlük yüzdesinde ligde 23. sırada yer alıyor. Bu da, ritim yakaladıklarında etkili olmalarına rağmen, kötü günlerinde hücumun tamamen durabildiğini kanıtlıyor.
Jaylen Brown, Tatum’un yokluğunda hücumun tüm yükünü omuzlamış durumda. 26.8 sayı ortalamasıyla takımın skor lideri olan Brown, kariyerinin en verimli dönemlerinden birini yaşıyor. Derrick White 17 sayı ortalamasıyla destek veriyor, Anfernee Simons ise 14.8 sayı ile takımın üçüncü skor opsiyonu haline geldi. Ancak özellikle Simons’ın top paylaşımında istikrarsızlığı ve White’ın savunmada zaman zaman zorluk yaşaması, takımın denge kurmasını engelliyor.
Pota altında Neemias Queta, maç başına 9 ribaund ortalamasıyla önemli bir katkı sağlıyor ve fiziksel mücadelesiyle fark yaratıyor. Hücum organizasyonunda Payton Pritchard, 6 asist ortalamasıyla tempo kontrolünü sağlasa da, takım genelinde top paylaşımı hâlâ yeterince akıcı değil. Sam Hauser (45.5%) ve Jaylen Brown (46.9%)’ın dış isabet oranları, Boston’ın hücumda ayakta kalmasını sağlayan başlıca faktörler.
Yine de en büyük sorun belli: Tatum’un yokluğu. Takımın doğal lideri ve hücumun yönlendiricisi olmadan Celtics’in hem tempo hem de karar mekanizmasında istikrarsızlık yaşadığı açık. Ayrıca yeni transfer Kristaps Porziņģis’in sağlık durumu ve süre yönetimi, uzun vadede Celtics’in tavanını belirleyecek. Koç Joe Mazzulla, savunmada takım disiplinini koruyabilse de, hücumun zaman zaman bireysel performanslara bağımlı hale gelmesi Boston’ın potansiyelini sınırlıyor.
⚖️ Genel Değerlendirme: Sistemsel İstikrar vs. Bireysel Direnç 💥
Bu karşılaşma, istikrarlı bir sistem inşa eden Philadelphia ile lideri olmadan ayakta kalmaya çalışan Boston arasında geçecek. 76ers cephesinde Nick Nurse’ün hızlı hücuma dayalı sisteminin oturması, özellikle Maxey’nin oyun kurucu olarak evrimiyle birleşince büyük bir fark yaratıyor. Embiid’in henüz devreye girmemiş olması, bu takımın hâlâ gelişme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.
Boston açısından ise bu maç bir karakter testi niteliğinde olacak. Tatum’suz dönemde, Brown ve White’ın liderliği ne kadar taşıyabileceği belirleyici olacak. Celtics’in şut tercihleri, tempoyu koruyabilme yeteneği ve savunma rotasyonlarındaki enerji düzeyi, maçın seyrini doğrudan etkileyecek.
Philadelphia, şu anda kolektif güven ve ritim açısından ligin en formda takımlarından biri. Boston ise bireysel yıldız performanslarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu mücadele, “sistemin gücü” ile “bireysel direncin” karşı karşıya geldiği bir sınav olacak. Bir tarafta tempolu, özgüvenli ve üretken bir 76ers; diğer tarafta eksik ama mücadeleci bir Celtics… NBA sezonunun erken döneminde iki farklı yapı, aynı hedefte — kazanmaya — odaklanıyor. 🏀🔥
