Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi 29. hafta mücadelesinde Karşıyaka , Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’nda Türk Telekom‘u konuk edecek.
11 Mayıs Pazar günü saat 18:00’da başlayacak ve her zamanki gibi beIN Sports ekranlarında canlı yayınlanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların son durumlarını birlikte mercek altına alalım. Keyifli okumalar.
🔴 Karşıyaka: Zirveden Düşme Potasına Uzanan Sert Dönüş
Sezonun ilk 11 haftasında 8 galibiyet alarak üst sıralarda yer bulan Karşıyaka, son yılların en dramatik düşüşlerinden birine imza attı. Ana sponsorun sezon ortasında desteğini çekmesiyle birlikte kulüp finansal açıdan büyük bir kriz yaşadı. Bu durum yabancı oyuncuların tamamının ayrılmasına yol açtı; ardından yerli yıldızlardan Kenan Sipahi’nin de takımdan ayrılmasıyla kadro neredeyse çözüldü. Koç Ufuk Sarıca da bu şartlar altında görevini bırakınca, Karşıyaka üç ayı aşkın süre boyunca galibiyet yüzü göremedi. Ancak mart ayıyla birlikte yeni takviyeler yapıldı, takımın başına koç Çakı getirildi ve takım sınırlı kadrosuna rağmen yeniden mücadeleci bir yapı kazandı. Son beş maçta alınan iki galibiyet, düşüşün tamamen durmasa da en azından yavaşladığını gösteriyor.
⚠️ Manisa’nın Kazanması ve Daçka’nın Kaybetmesi Onları Rahatlattı, Düşme Tehlikesi Bitti
Normal şartlarda çok stresli maçlar onları bekliyordu, önlerinde Efes ve Tofaş gibi zorlu rakipler vardı ki matematiksel olarak düşme hattından sadece 1 adım uzaktaydılar. Ama Manisa’nın kazanması ve Daçka’nın kaybetmesi ile beraber Yalovaspor’dan sonra düşecek ikinci takımın da bu iki takım arasında geçeceği netleşimiş oldu. Yani Kaf-Kaf’ın kafası artık rahat, kalan tüm maçları kaybetseler bile ikili averajda Daçka’nın önünde oldukları için ligde kalmaları kesinleşti.
🧱 Dirençli Yapı, Sınırlı Kadro
Kadronun büyük kısmı dağılmasına rağmen Karşıyaka’nın sahadaki mücadele gücü, takdire şayan. Yerli oyuncuların sorumluluk alması ve sonradan gelen birkaç yeni transferin takıma adapte olmasıyla, minimal kadro yapısı içinde maksimum direnç gösteriliyor. Ancak sorun hala kadro kalitesinde; maç kazanmaları için neredeyse hatasız oynamaları gerekiyor. Hücumda üretkenlik, dış şut isabeti ve bench katkısı sınırlı. Yine de takımın sahaya koyduğu inanç, kalan iki maçta belirleyici olabilir. Karşıyaka, sadece sportif değil, aynı zamanda duygusal olarak da sezonun en dramatik hikayelerinden birini yazdı ve sonuçta ligde kalarak büyük bir tehlikeyi atlatmış oldu.
🔵 Türk Telekom: Sezonun En Büyük Hayal Kırıklığı
2024–25 sezonu Türk Telekom için büyük beklentilerle başladı ancak gelinen noktada tam bir hayal kırıklığına dönüştü. Kağıt üzerinde geniş ve tecrübeli bir kadroya sahip olan Ankara ekibi, 28 hafta sonunda yalnızca 12 galibiyet alabildi ve play-off potasının dışına düştü ama play-in şansları halen devam ediyor. Son olarak Merkezefendi’ye sahasında 64 sayı atarak kaybetmeleri, sezonun özeti gibiydi. Aynı haftada Büyükçekmece’nin mağlup olması, kritik bir fırsat yaratmıştı ancak bunu değerlendiremediler. Şu an için play-in’deki yerlerini garantilemek adına kalan iki maçlarını kazanmaktan başka hedefleri kalmadı.
⚠️ Hücumda Ciddi Sorunlar, Angola’ya Bağımlılık
Sezon boyunca Türk Telekom’un en büyük problemlerinden biri, skor üretimi oldu. Brian Angola sahada olmadığında takımın hücum organizasyonu adeta durma noktasına geliyor. Angola’nın bireysel yaratıcılığına aşırı bağımlı olan takım, onun yokluğunda yarı saha hücumlarında üretkenlikten çok uzak kalıyor. Anthony Brown zaman zaman devreye girse de, onun dışında birebirde skor yaratabilecek oyuncu sayısı sınırlı. Merkezefendi karşısında evlerinde sadece 64 sayı bulmaları, hücumdaki tıkanıklığın geldiği noktayı net şekilde ortaya koyuyor. Bu üretkenlik seviyesi, play-off’u bırakın, düşme hattının yalnızca birkaç galibiyet üzerinde kalmayı zorlaştıracak düzeyde.
🔄 Yeniden Yapılanma Kaçınılmaz Görünüyor
Bu sezon Türk Telekom’un hem oyun planı hem de kadro mühendisliği sorgulanmayı hak ediyor. Erdem Can, geçmiş sezonlarda başarılı bir performans sergilese de, bu yıl takım üzerinde kontrolünü kaybetmiş gibi görünüyor. Sezon sonunda görevine devam edip etmeyeceği belirsizliğini korurken, yönetim bazında da radikal değişiklikler bekleniyor. Özellikle yerli rotasyonunun zayıflığı ve bench katkısının yetersizliği, sezonun tamamına yayılmış yapısal sorunlar olarak göze çarpıyor. Kısacası, bu sezon play-in’e kalsalar bile Türk Telekom adına unutulması gereken bir dönemdi ve yeniden rekabetçi bir yapıya kavuşmak için hem teknik kadroda hem de oyuncu grubunda ciddi revizyonlar şart.