2009 yılında Polonya’daki EuroBasket’e katılamayan Finlandiya, bugün Avrupa basketbolunun en heyecan verici hikayelerinden birini yazıyor!
O dönem büyük bir hayal kırıklığı gibi görünen başarısızlık, aslında bir kıvılcım oldu ve 16 yıl içinde ülkeyi Avrupa’nın en üst seviyesine taşıyan bir devrimi başlattı.
🇫🇮 Yükselişin Başlangıcı
2015’te son 16’ya kalarak dikkat çekmeye başlayan Finlandiya, 2017’de 11. sıraya yükseldi. Bu turnuvada Lauri Markkanen dünya sahnesine çıkış yaptı ve adını duyurdu. 2022’de ise tarihi bir sıçrama gerçekleşti: Prag’daki grup aşamasına 5.000 taraftar götürdüler, ardından Markkanen’in Hırvatistan’a karşı attığı 43 sayı ile tarihlerinde ilk kez çeyrek finale ulaştılar.
Ve şimdi 2025’te, Finlandiya yarı finale yükselmiş durumda. 1967’deki altıncı sıradan sonra ulaşılan en büyük başarı bu. Başantrenör Lassi Tuovi’nin sözleri bu yolculuğun özeti: “Basketbol eskiden burada çok büyük değildi. İnsanlar fazla ilgilenmiyordu. Ama yıllardır çalışanlar sayesinde bu noktaya geldik.”
👨🏫 Mimarlar: Dettmann, Tuovi ve Iisalo
Fin basketbol devriminde en önemli isimlerden biri Henrik Dettmann. 1992-97 ve 2004-22 yılları arasında milli takımı çalıştıran deneyimli koç, ülke basketbolunun temelini attı. Koç eğitimine ve genç antrenörlerin gelişimine yaptığı yatırımlar bugün karşılığını buldu.
Bu genç kuşağın öncülerinden biri Tuovi. Henüz 38 yaşında olmasına rağmen EuroBasket yarı finaline ulaşan en genç koçlardan biri oldu. Diğeri ise şimdilerde NBA’de Memphis Grizzlies’i çalıştıran Tuomas Iisalo. Her iki koçun oyun anlayışında üç temel nokta öne çıkıyor: ritim, hücum ribaundu ve üçlük tehdidi.
⚡ Tempo ve Hücum Düzeni
Finlandiya’nın temposu sadece hızlı hücumlara değil, sürekli hareketli bir oyun yapısına dayanıyor. Oyuncular sabit durmuyor, sürekli kesmeler ve penetrelerle savunmayı dengesiz yakalamaya çalışıyor. Bu yaklaşım Sasu Salin’in ifadesiyle özetleniyor: “Biz oyunu çok hızlı tutmaya çalışıyoruz. Takımda en yavaş benim, o yüzden rahatlıkla söyleyebilirim ki diğerleri inanılmaz tempolu.”
🔄 Hücum Ribaundu ve Fiziksel Güç
Tuovi, uzun rotasyonunu aynı anda sahada kullanmayı seviyor: Muurinen, Jantunen ve Markkanen üçlüsü sadece boylarıyla değil, agresif ribaund anlayışlarıyla da fark yaratıyor. Finlandiya bu turnuvada 14.6 hücum ribaundu ortalamasıyla yalnızca Fransa’nın (15.2) gerisinde.
Bu istatistik bir tesadüf değil. Tuovi’nin Strasbourg döneminde ya da Iisalo’nun Bonn ve Paris yıllarında takımlarının Avrupa kupalarında en çok hücum ribaundu alan ekipler arasında olması, bu anlayışın bir kimlik olduğunu kanıtlıyor.
🎯 Üç Sayılık Atışlar Önemli Bir Silah
Finlandiya’nın en büyük kozlarından biri de üçlükler. Ancak bu, bireysel şut yeteneğinin ötesinde, güven ve paylaşım kültürüne dayanıyor. Tuovi bu yaklaşımı şöyle özetliyor: “Bir yarıda 10 üçlük atmak sadece şut yeteneğiyle alakalı değil. Topu paylaşacağını bilmek, sonra da geri alacağını bilmekle ilgili. Bu güveni ve uyumu oluşturmak yıllar alıyor.”
Sonuç olarak Fin oyuncuların hepsine şut özgürlüğü tanınıyor. Bu da rakip savunmaların sürekli alarmda kalmasına neden oluyor.
🤝 Takım Ruhu ve Ritüeller
Saha dışında da bu takımın enerjisi dikkat çekici. Maç öncesi oyuncuların bağırıp birbirlerine tokat atması gibi ilginç ritüeller, aslında takım ruhunu pekiştiriyor. Jantunen bu geleneği şöyle yorumluyor: “Kimin fikriydi bilmiyorum ama işe yarıyor. O yüzden karşı çıkmam.”
Markkanen ise bunun grup aşamasında geç oynanan maçlardan sonra takımı uyandırmak için doğduğunu söylüyor. Ne kadar alışılmadık olursa olsun, bu birliktelik onların sahaya yansıttıkları tutkunun bir parçası.
🏆 Tarih Yazmaya Devam Edebilirler
Finlandiya artık sadece Avrupa’nın sürpriz ekibi değil, aynı zamanda bir madalya adayı. Sasu Salin, “Tarihi yazmak güzel ama daha da devam ettirmek istiyoruz” derken, Jantunen ekliyor: “Önümüzde Finlandiya basketbolunun en önemli maçı var.”
Bu devrim tamamlanmış değil; aksine daha yeni başlıyor. Yarı finale ulaşmak Finlandiya için tarihi bir dönüm noktası, ama asıl hedefleri Avrupa’nın zirvesine oturmak.
🌟 Sonuç: Hayallerden Geçekleşen Bir Devrime
2009’da elemeleri geçemeyen Finlandiya, bugün FIBA EuroBasket 2025’in son dört takımından biri. Tempo, ribaund, üçlük ve en önemlisi ortak inanç üzerine kurulu bu yolculuk, Avrupa basketbolunun en ilham verici hikayelerinden biri olarak şimdiden tarihe geçti.
