11 Eylül 2025

Analiz: Fenerbahçe, Paris Karşısında 15 Farktan Dönüp Nigel’ın Son Saniye Üçlüğü ile Kazandı!

Turkish Airlines Euroleague 31. hafta mücadelesinde temsilcimiz Fenerbahçe Beko konuk ettiği Paris Basketball karşısında 15 farktan geri gelerek sakat sakat oynayan Hayes-Davis’in son saniye üçlüğü sayesinde 101-100’lük skorla kazanmayı başardı.

Bu sonuçla Fenerbahçe Beko derecesini 21-10 yaparak 2. sırada yer aldı ve bitime 3 hafta kalan ilk 6 sırada yer almayı, yani play-off biletini garantilemiş oldu. Paris ise 17-14 ile 8. sıraya geriledi.

Fenerbahçe Beko’da Marko Guduric 25 sayı, 2 ribaund; Nigel Hayes-Davis 16 sayı, 3 ribaund; Tarık Biberovic 11 sayı, 4 asist; Errick McCollum 18 sayı, 5 ribaund; Wade Baldwin 8 sayı, 4 asist; Dyshawn Pierre 7 sayı, 4 ribaund ile mücadele etti.

Paris’te ise TJ Shorts 19 sayı, 10 asist; Nadir Hifi 19 sayı, 5 ribaund; Mikael Jantunen 14 sayı, 8 ribaund; Yakuva Ouattara 13 sayı; Kevarrius Hayes 12 sayı, 5 ribaund; Sebastian Herrera 11 sayı; Tyson Ward 8 sayı, 8 ribaund ile maçı tamamladı.

🔥 Muhteşem Geri Dönüş: Fenerbahçe’den Tüm Rakiplere Mesaj!

Fenerbahçe Beko, EuroCup şampiyonu Paris Basketball karşısında muhteşem bir geri dönüşe imza atarak 101-100’lük skorla belki de sezonun en unutulmaz galibiyetlerinden birine imza attı. 15 sayıya kadar çıkan farkı son periyotta eriten sarı-lacivertliler, son 2.5 saniyede geri düştükleri maçı Nigel Hayes-Davis’in buz gibi üçlüğüyle kazandı. Bu galibiyet yalnızca bir maç değil, aynı zamanda takımın karakterinin de ilanıydı.

🎯 İlk Yarı: Paris’in Atletizmine Cevap Gecikti

Karşılaşmanın ilk 20 dakikası, Paris’in atletizmi ve tempolu oyunu karşısında zorlanan bir Fenerbahçe izledik. TJ Shorts’un yönlendirdiği hızlı hücumlar, Tyson Ward ve Kevarrius Hayes’in katkılarıyla Paris’in farkı çift hanelere çıkarmasını sağladı. Fenerbahçe özellikle ilk çeyrekte yalnızca 2 asist yapabilirken, üç sayı çizgisinin gerisinden 2/7 isabetle oynayarak ritim bulmakta zorlandı.

Marko Guduric’in sorumluluk alması ve Nigel Hayes-Davis’in ikinci çeyrekte devreye girmesiyle Fenerbahçe hücumda kıpırdansa da savunma sertliği istenilen seviyeye çıkmadı. Devre 44-51 Paris lehine sonuçlandı.

📉 Üçüncü Çeyrek: Vites Yükselten Paris, Farkı Açtı

İkinci yarının başında beklenen Fenerbahçe hamlesi bir türlü gelmedi. Aksine, Paris üçüncü periyotta vitesi daha da artırarak 12-4’lük bir seriyle farkı 14 sayıya çıkardı. Fenerbahçe, Wade Baldwin ve Guduric ile skor bulsa da savunma konsantrasyonundaki kopukluklar farkın kapanmasını engelledi. Paris’in tempo kontrolü, kısa oyuncularla çabuk karar verme becerisi ve açık alan üretkenliği, temsilcimizi zorladı.

⚡ Son Çeyrek: Nigel Hayes-Davis Fırtınası

Son 10 dakikaya 13 sayı geride giren Fenerbahçe, adeta bambaşka bir kimliğe büründü. Errick McCollum’un oyuna getirdiği agresiflik ve liderlikle başlayan geri dönüşte başrol Nigel Hayes-Davis’e geçti. Hayes’in üst üste bulduğu üçlüklerle maç 86-86’da eşitlendi, ardından da skoru 88-86’ya getirerek takımı öne geçirdi.

Paris, Shorts’un bireysel becerileriyle maça tutunsa da Fenerbahçe taraftarının da coşkusuyla momentumu tamamen eline aldı. Tarık Biberovic’in 18 saniye kala skoru 98-98’e getirmesiyle umutlar yeniden yeşerdi. Ancak 2.5 saniye kala Shorts’un turnikesiyle Fenerbahçe yeniden geriye düştü.

🏹 Son Söz: Hayes-Davis Buz Gibi Soğuktu!

Bitime yalnızca 2.5 saniye kalmıştı. Koç Jasikevicius mola aldı ve kenar oyunu çizildi. Top, sakatlığına rağmen fedakarca oynayan Nigel Hayes-Davis’e geldi. Hayes, çok dar bir alanda, son saniyede attığı soğukkanlı üçlükle maçı 101-100’e getirdi ve Ülker Arena’yı ayağa kaldırdı. Bu basket, yalnızca bir galibiyetin değil, aynı zamanda takım ruhunun ve inancın da sembolüydü.

💡 Genel Değerlendirme: Karakter Maçı

Bu galibiyet, Fenerbahçe Beko’nun yalnızca teknik değil, mental anlamda da bir sıçrama yaptığını gösteriyor. Paris’in NBA tarzı yüksek tempolu oyununu bire bir savunmakta zorlanan Fenerbahçe, lider oyuncularının sorumluluk almasıyla maçı çevirdi. Guduric’in sürekliliği, McCollum’un agresifliği ve Hayes-Davis’in efsanevi bitirişi, bu zaferi Avrupa basketbolunun gündemine taşıdı.

Bu galibiyetin ardından Fenerbahçe Beko, hem ilk 4 yarışında yolunda moral buldu hem de bu takımın “asla pes etmez” karakterini bir kez daha hatırlattı.