Phoenix Suns, NBA sezonun açılış gecesinde tam anlamıyla karakter sınavı verdi. Sacramento Kings karşısında 20 sayıya kadar geriye düşen Suns, Devin Booker liderliğinde inanılmaz bir geri dönüşe imza atarak 120-116 kazandı.
Yeni koç Jordan Ott’un ilk maçında takımın verdiği reaksiyon, sezonun ilerleyen bölümleri için güçlü bir umut ışığı oldu.
🏀 Devin Booker: Olgunluk Çağında Bir Süperstar
Devin Booker, kariyerinin 11. NBA sezonuna girmesine rağmen hâlâ yeni bir enerjiyle oynuyor. Sacramento karşısında 31 sayı, 5 ribaund ve 5 asistle sahadaydı. Ancak rakamların ötesinde Booker’ın liderlik anlayışı dikkat çekti. İlk yarıda oyunun dışında kalan takımını ikinci yarıda sahaya yeniden döndürdü. 10/19 isabetle oynarken özellikle orta mesafedeki soğukkanlı bitirişleri, Suns’ın hücumda dengesini yeniden kurmasını sağladı.
Booker’ın en etkileyici yanı, kriz anlarındaki sakinliğiydi. Üçüncü çeyrekte fark tek hanelere indiğinde sorumluluk aldı, savunmayı cezalandırmak için sürekli pikenroll aksiyonlarını kullandı. Rakibin yıldızları LaVine ve DeRozan gibi elit skorerlerle başa baş giderken sahadaki oyun zekâsıyla fark yarattı. Booker artık sadece bir “skorer guard” değil; temposu, pas seçimi ve oyun okuma becerisiyle tam anlamıyla bir lider kimliğine bürünmüş durumda.
🔥 Dillon Brooks: Yeni Takımında Eski Tavır, Etkili Sonuç
Phoenix’in yeni transferlerinden Dillon Brooks, takıma sertlik ve karakter kattı. 22 sayıyla oynadığı maçta, dördüncü çeyrekte Kings’in hücum akışını tamamen bozdu. Özellikle DeMar DeRozan’a uyguladığı temaslı savunma ve mental baskı, Sacramento’nun ritmini düşürdü. Brooks’un “psikolojik savaş” tarzı, Phoenix gibi sakin bir yapıya sahip takıma tam da ihtiyaç duyduğu enerjiyi getirdi.
Üstelik hücumda da verimliydi. Kritik bir anda faul alarak üç serbest atış kazandı ve tamamını sayıya çevirdi — o üçlük çizgisi faulleri maçı Suns lehine kıran anlardan biriydi. Brooks’un varlığı, Booker’ın yükünü hafifletirken takımın savunma kimliğini de belirginleştirdi. Koç Jordan Ott’un rotasyonunda Brooks, “mental katalizör” rolüyle sezon boyunca çok kritik bir figür olabilir.
💥 Phoenix’in Geri Dönüş Hikayesi: 71-54’ten 120-116’ya
İlk yarıda 64.4% saha içi isabetiyle oynayan Sacramento karşısında Suns savunmada dağılmış görünüyordu. Ancak üçüncü çeyrekte başlayan reaksiyon, adeta bir kimlik dönüşümü gibiydi. Royce O’Neale’in erken üçlüğüyle başlayan enerji, Grayson Allen’ın keskin şutlarıyla perçinlendi. Allen 18 sayıyla bitirirken spacing’i mükemmel açtı, Booker ve Brooks’a sürüş alanı yarattı.
Jordan Ott’un koçluk debutu da övgüyü hak ediyor. İkinci yarıda savunma eşleşmelerini değiştirip DeRozan’ı Brooks’a, LaVine’i ise O’Neale’e eşlemesi, Sacramento’nun hücum akışını tıkadı. Ayrıca bench rotasyonunda genç oyunculara güvenmeye devam etmesi — özellikle Eric Gordon’ın yokluğunda — takımın ritmini canlı tuttu.
Suns üçüncü çeyreği 36-21’le kazandı, ardından son periyotta Booker-Brooks liderliğinde 120 sayıya ulaştı. Bu geri dönüş sadece bir galibiyet değil, yeni koçun sisteminin ilk meyvesiydi.
⚡ Kings Cephesi: LaVine ve DeRozan Etkileyici, Ancak Savunma Çöktü
Sacramento Kings cephesinde Zach LaVine 30 sayı, DeMar DeRozan 29 sayıyla oynadı. İlk yarıda adeta şov yaptılar, özellikle LaVine’in 2.2 saniye kala attığı stepback üçlük tribünleri ayağa kaldırdı. Ancak üçüncü çeyrek itibarıyla takımın savunma düzeni çöktü.
Domantas Sabonis’in yokluğu (hamstring sakatlığı) iç boyutta büyük bir açık yarattı. Sacramento, Suns’ın devrilme hücumlarını durdurmakta zorlandı. Malik Monk’un 19 sayısı bench’ten enerjik bir katkı getirse de, savunma direnci yetersiz kaldı. Yeni transfer Russell Westbrook ise ritim bulmakta zorlandı: 6 sayı ve 6 ribaund ile sınırlı kaldı. Westbrook’un tempoyu arttırma çabaları yer yer takımı dağınık hale getirdi.
Kings, kadro kalitesi olarak hâlâ iddialı olsa da, savunma sertliği ve ikinci yarı odaklanma eksiklikleri onları geri plana itebilir.
🎯 Genel Değerlendirme: Suns İçin Kimya Testinden Başarıyla Geçiş
Phoenix Suns, bu galibiyetle sadece bir maçı değil, sezonun ilk sınavını kazandı. 20 sayılık farktan dönmek, mental olarak güçlü bir takım olmanın göstergesidir. Booker liderliğinde kurulan yapı, Brooks’un sertliğiyle birleşince, Suns’ı Batı Konferansı’nda “beklenenden daha tehlikeli” hale getirebilir.
Jordan Ott’un ilk maçında gösterdiği taktik esneklik, takımın koç değişikliğine kısa sürede adapte olduğunu kanıtladı. Jalen Green’in yokluğunda dahi hücum üretkenliği yüksek kaldıysa, bu sistemin sürdürülebilirliği de umut verici.
Sacramento için ise bu yenilgi bir uyarı niteliğinde. Hücumları elit seviyede, ancak savunmadaki konsantrasyon eksikliği onları yine Play-In sınırına itebilir. Sabonis’in dönüşüyle iç denge sağlanacaktır, ancak bu tip çökmeler tekrar ederse Kings’in üst seviye hedefleri zora girebilir.
