Euroleague açılış haftası mücadelesinde Sırp ekibi Kızıl Yıldız, Belgrad Arena’da Olimpia Milano ile karşılaşacak.
30 Eylül Salı günü saat 21:00’da başlayacak ve S Sport ekranlarında canlı olarak yayınlanacak karşılaşma öncesinde gelin takımların durumlarına birlikte göz atalım, keyifli okumalar.
🔴 Kızılyıldız: Kimlik Arayışında Yeniden Yapılanma
Kızılyıldız, geçtiğimiz sezon EuroLeague’de iki farklı yüz gösterdi. İlk bölümde savunma sertliği, tempolu hücum ve iç saha hakimiyetiyle playoff adayı konumundayken; ikinci yarıda yaşanan düşüşle birlikte ritmini kaybetti ve play-in turunda Bayern’e elenerek hayal kırıklığı yaşadı. Bu çöküşün ardından, yaz döneminde hem kadro yapısı hem de felsefesi ciddi biçimde değişti. Geleneksel olarak yerli oyuncular etrafında şekillenen takım kültürü bu kez yerini daha çok yabancı ağırlıklı bir kimliğe bıraktı.
Takımın sembol isimlerinden Miloš Teodosić basketbolu bıraktı, Branko Lazić ve Nemanja Nedović ayrıldı. Geriye yalnızca Dejan Davidovac, Nikola Kalinić ve Ognjen Dobrić kaldı. Bu durum, saha içi liderlik sorumluluğunun net şekilde tanımlanmasını zorlaştırıyor. Yeni transferler arasında Devonte’ Graham ve Tyson Carter, EuroLeague seviyesinde henüz kanıtlanmamış isimler. Özellikle Graham’ın yüksek tempolu, birebir üzerinden oynanan sistemlerde verimli olması bekleniyor ancak savunma disiplini ve adaptasyon süreci soru işareti.
Takımın en dikkat çekici eklemesi olan Chima Moneke, atletizmi ve enerjisiyle öne çıksa da karar verme kalitesi ve istikrarı konusundaki şüpheler sürüyor. Ayrıca Cody Miller-McIntyre’ın form grafiği, Jordan Nwora ve Semi Ojeleye’nin rollerinin belirsizliği, Sfairopoulos’un sisteminde dengeyi bulmayı zorlaştırabilir. Özellikle Paris ve CSKA maçlarında alınan ağır mağlubiyetler, takımın hem savunma direnci hem de mental dayanıklılığı açısından ciddi alarm verdi.
Bu maçta ACL sakatlığı geçiren ve uzun süre forma giyemeyecek olan Canaan’ın yanı sıra Graham, Dobric, Bolomboy ve Plavsic’den de faydalanamayacaklar.
⚫ Milano: Yenilenen Kadroyla Kazanma Kültürünü Arıyor
Milano cephesinde geçen sezon bir kez daha yatırımlara rağmen hayal kırıklığı yaşandı. EuroLeague’de 12. sırada kalmak, beklentilerin oldukça altında bir sonuçtu. Ancak yeni sezona İtalya Süper Kupası zaferiyle girdiler; Virtus karşısında zorlansalar da finalde Brescia’yı rahat geçerek kupa zaferi ile moral kazandılar. Bu süreçte takımın değişmeyen omurgası olan Shavon Shields ve Zach LeDay yine başrolü aldı.
Yaz döneminin en dikkat çekici ayrılığı, beklentileri karşılayamayan Nikola Mirotić’in Monaco’ya transferiydi. Onun yerini pozisyon olarak değil ama yıldız kalibresinde doldurmak üzere alınan Marko Gudurić, liderlik ve kazanma kültürü açısından daha uygun bir profil. Fenerbahçe’de Final Four deneyimi ve şampiyonluk odaklı yapıya alışkın olması, Ettore Messina’nın ekibine mental güç katabilir. Uzun rotasyonuna eklenen Devin Booker, atletizmi ve pick-and-roll bitiriciliğiyle takıma enerji sağlayacak. Deneyimli Bryant Dunston ise hem soyunma odasında hem savunmada tecrübesiyle denge unsuru olacak.
Milano’nun hücumda Shields-Gudurić-LeDay üçgeni üzerinden şekillenen yarı saha setleriyle verim alması bekleniyor. Ancak yaş ortalamasının yüksekliği ve bazı oyuncuların sakatlık geçmişi, rotasyon derinliği açısından risk barındırıyor. Özellikle tempolu takımlara karşı savunma geçişlerinde yaşayabilecekleri zaaflar, sezon içinde dengelerini bozabilir.
Bu maçta yeni transferlerden Lorenzo Brown ve Leonardo Tote forma giyemeyecekler.
⚖️ Karşılaştırmalı Analiz: Farklı Yolculuktaki İki Takım
Kızılyıldız, yeniden yapılanma sürecinde lider kimlik ve sistemsel uyum arayışında. Yabancı ağırlıklı yeni kadro, potansiyel olarak yüksek bir tavan sunsa da istikrar ve rollerin netliği henüz oluşmuş değil. Sfairopoulos’un savunma temelli yaklaşımını benimsemeleri halinde, bireysel yeteneklerle desteklenen bir yapı kurulabilir. Ancak hücumda karar vericilerin dağınıklığı onları kırılgan hale getiriyor.
Milano ise daha oturmuş bir çekirdek ve net rollerle sezona giriyor. Messina’nın set hücumu disiplini, Gudurić’in liderliği ve Booker’ın atletizmiyle birleştiğinde güçlü bir yarı saha takımı profili çiziyor. Ancak yaş faktörü ve tempo eksikliği, fiziksel olarak güçlü rakiplere karşı dezavantaj yaratabilir.
Sonuç olarak, Milano istikrarlı ve tecrübeli, Kızılyıldız ise yeniden yapılanan ama potansiyeli yüksek bir ekip görünümünde. İki takımın da erken dönemde göstereceği uyum seviyesi, playoff yarışındaki kaderlerini belirleyecek.